Salı, Ekim 31, 2006

Periler



29.10.2006



Sevgili Dostlarım,

Bayram tatili sırasında çok kalabalık olmayan bir grup ile Kapadokya'daydık. Memleketimizin ne derece güzel olduğunu her vesile ile görüyor insan. Pek güzel ve keyifli bir gezi idi, ben daha önceden de görmüş olmama rağmen gene yeni şeyler buldum . Çok da mutlu oldum.

Bir sabah çok erken saatte yoga çalışmamızı yapmaktaydık. Güneş daha yeni çıkmış; pırıl pırıl ve tertemiz ılık hava, diğer taraftan doğa harikası çevremiz, bizi tamamen kendine çekmişti. Kaldığımız kayaya oyulmuş otelin minik taraçasında, açık havada, yoga asanalarımızı ve pranayama tekniklerini uyguluyorduk. Huzur içinde. İlk defa asana yapan arkadaşlarım bile son derece uyumla çalışıyorlardı. Huşu içinde devam ettirdik. Bu sırada o sükuneti, bozan ufaktan başlayan sesler oluştu. Bir türlü çalışmayan arabanın marşa basmaları, seslenmeler, kapı pencere sesleri, tahmin edebileceğiniz gibi daha neler neler. Özellikle tam sessizlikte daha da çarpıcı oluyordu.

Elbette Swami Rama üstadın sözü " Meditasyonunuzu bozan şeyler dışarıdan duyduğunuz sesler değil, onlara verdiğiniz tepkilerdir" düsturu ile bunları hiç kaale almadan devam ettik. Tabii sesler artarak devam etti. Daha sonra yan odamızda kalan çiftin kapılarını açıp, bizim orada olmamızı hiç düşünmeyerek konuşmaları ve tam şavasana da iken gene aynı çiftten erkek olanın bahçe merdivenlerinden yukarıya "sigaramı unuttum" diye bağırması ise bu ironinin kapanış perdesi oldu. Neyse ki çalışmamız da bitmişti.

Güldüm tabii, herkesten yoga veya meditasyon yapanları ciddiye alması beklenmez, olsa olsa belki biraz saygı...

Herneyse, ben bize saygıyı geçtim, ama tabiata olan saygısızlığı, o sessizlikte ne güzel algılayabildiğimi düşündüm. Huzur ve sükunet içindeki tabiata bırakın gazlarla, kazmalarla vs. ile verdiğimiz zararı, ses ile verdiğimiz zararı düşündüm.

İnsanoğlu ne acımasız olabiliyor tabiata, evrene karşı..

Cumhuriyet bayramınızı kutlarım...

Sevgilerle kalın

Ananda



Kar!

Yine yağsa da tertemiz olsak, hepimiz, her yer.


Zeus'un izi vardır belki!


Ne kadar da güzeller değil mi? Dalından yeni kopmuş..Tadları da nefis.


Gezgin Ruh!
Görülecek o kadar çok yer var ki...Bir kısmını bir kez görmek yetmiyor.