Salı, Ocak 31, 2012

Güle güle HAYDARPAŞA



30 Mayıs 1906 tarihinde yapımına başlanıp. 19 Ağustos 1908 tarihinde tamamlanarak hizmete giren. İstanbul'un mihenk taşlarından, tüm tren dostları için değerli anıları ve önemi olan Haydapaşa garından maalesef bugün son tren kalkıyor.

Hızlı tren ve Marmaray çalışmaları nedeniyle Anadolu’ya giden ana hat seferleri bugün saat 23.30′da yapılacak son seferle birlikte durdurulacak ve 2 yıl boyunca yapılamayacak. Haydarpaşa-Gebze arasındaki banliyö seferleri ise bir müddet daha devam edecek.
 
Çok üzülüyorum zira, Muallaklıklar, müphemlikler, muammalar ülkesi olan yurdumuzda aslında bu önemli yapının bir daha ne şekilde faaliyete geçeceğine dair hiç bir bilgi yok, kulaktan dolma bazı haberleri duyuyoruz. Aslında AVM'ci zihniyet herhalde o doymaz gözlerini Haydarpaşa Garı ve civarına çoktan dikmiş, gizli ajandalarla kapalı kapılar ardında ne kararlar alınmıştır da bizler gene uyutulmaktayız. Yüz yılı aşan bu hizmet bitmiş gibi görünüyor...

Maalesef şahsen bu gardan bir daha anahat seferi yapılacağını, hiç zannetmiyorum, umarım dşüncem yanlış çıkar da utanırım. Ama hiç mi ? hiç umudum yok.
 
Ben ne mutlu ki bu gardan kalkan pek çok anahat trenine küçük yaşlardan başlayarak bindim. Buharlıların neredeyse garın içine kadar girdikleri tıslamalarla durdukları günleri hatırlıyorum, daha sonrak dönemlerde meşhur Ankara mototrenine defalarca, boğaziçi ekspresine, meram ekpresine ve daha pek çoklarında da binebilme şansını Haydarpaşa'dan elde ettim.

O nedenle bu yapılacak  "tekrar gelmek üzere yolluyoruz" gibi söylemler ile yapılacak bu riyakar kapanış  bana sadece hüzün vermektedir. Belki de Haydarpaşa Garı da ülkemizdeki pekçok trensiz garlardan biri olacak.....





Ne hazin. 



Perşembe, Ocak 26, 2012

Ayşe Saran / "Rüyadan kaçış"

Bir kaç yıl öncesiydi, yağmurlu ve soğuk bir gece yarısı sevgili ile Şişhane otoparkından çıkıp, o ara sokaktan geçtik. Eski bir binaya girdik, kapıyı çaldık, serin ve loş bir ortamda genç insanlar yorgun argın çalışmaktaydılar.


Pek çoğu yorgunluktan oturduğu yere yığılmışlardı. Gene de bizi güler yüzle karşıladılar, "işinize mani olmayalım" dedik ve onlar da aylardır sürdürdükleri işe devam ettiler.


Burası bir stüdyo idi büyük kızım Ayşe ve bir avuç dostu, kendi imkanları ile gönül günüle vererek kayıt yapmaktaydılar. O zaman albümün ismini bilmiyordum. İşte "rüyadan kaçış" albümü doğmaktaydı....Yaptıkları, hoppada zıppada eller havaya müziği değildi, işleri zordu....


Üzerinden, zamanlar geçti, başta Ayşe olmak üzere sevgili arkadaşları her türlü sıkıntıya karşı koydular, beklediler, o sırada ayşe henüz üniversite öğrencisiydi, arkadaşları da, maddi manevi herşeylerini ortaya koydular... Albüm yapıldı, Amerika'ya mix için gitti sonsuz emek sarfedildi ....Zaman oldu umutsuzluklar kapladı ortamlarını, ama Ayşe ve arkadaşları inançlarını hiç kaybetmediler...


Bizler de kalben hep yanlarında olduk, kâh gelen haberlerle  mutluluk duyduk, kâh üzüldük kimi zaman hiç sormadık ne oluyor diye ama Ayşe'nin gözünde her sıkıntının karşısındaki inancı görüyorduk.


Sonuçta albüm Sony Müzik etiketi ile çıktı..... Baba olarak mutluluğumu tarif edebilmem imkansız, tüm ailemiz her halde son zamanlardaki en keyifli zamanlarından birini yaşıyor.... 


Böyle zamanlarda konuşmak, yazmak çok zor oluyor....


Şu bölümü sevgilinin blogundan çaldım :)
..
Ve albümün ilk konseri de 8 Şubat'ta Jolly Joker Istanbul'da. Biletler şurada.

Ha birde biletix'de şöyle yazıyor, ben bayıldım:
"Gerçek rock’ın enerjisini bir kadın dokunuşu ile zarifleştiren Ayşe Saran, Türk müzikseverlerin uzun zamandır özlediği “canlı” müziği ve etkileyici sahne performansını geri getiriyor!"


Ayşe, sana ve o çok sevdiğim ekibe sonsuz sevgilerimle başarılarınızın devamını diliyorum, yolunuz açık olsun....


Şimdiden ikinci albümü merakla beklemekteyim.


PS: elimde hala albüm yok ama bende çok daha önceden Ayşe'mizin bize vermiş olduğu ham, isimsiz, eskimiş bir cd var bari onu dinliyeyim......  :) :) :)