Salı, Haziran 24, 2008

Hamilelik halleri I



Sevgili dostlar,

Bildiğiniz gibi canım Sevgili hamile, çok mutluyuz umarız herşey normal seyirinde gider ve keyifle sona ulaşırız. Bu vesile ile genel durumu ve benim hamilelikle ilgili düşüncelerimden sözetmek istedim. Yazı belki biraz uzun olur umarım sıkılmazsınız.

Uzun yıllardır http://www.yogaturk.com/ isimli bir yoga web sitem var, buradaki "Hamileler için" yoga bölümünün başına şöyle yazmışım :

Hamilelik ve yoga
En başta unutulmaması gereke şey, hamileliğin bir hastalık değil, yaşamın en keyifli bir dönemeci olduğunun farkına varmaktır. Hamileler yoga çalışmalarına rahatlıkla katılabilirler, bunu en son ana kadar da sürdürebilirler ( elbette önce doktorlarının olurunu almak kaydıyla.) Yoga ile geçen bir hamilelik gerek doğum ve gerekse bebeğin sağlığı açınsından çok faydalıdır


yazı böylece devametmekte.....

şimdi bakalım duruma; karnını doyurmak ve üremek her canlının birincil önceliğidir. Tüm yaratılmış varlıklar bu iki temel güdü ile donatılmıştır. Bize en yakın canlı türü olarak hayvanları ele aldığımızda, sistemin tıkır tıkır bu şekilde yürümekte olduğunu görmekteyiz.

Durum biz insanlarda biraz farklılılar göstermekte. Bizler bu temel güdüleri, kişisel zevkler ile de geliştirmiş bulunmaktayız. Karın doyurmayı keyif haline getirmiş onu sınırsızca detaylandırmış hatta sanat haline getirmişizdir. Gene temeli üreme olan cinsellik bizim için aynı zamanda bir haz olgusudur. Bir insan olarak bunlar gayet tabiidir.

Gene temel güdü olarak üreme faslına geldiğimizide, belirli faaliyetin sonunda dişi varlık gebe kalmakta ve yaşamın gayet normal döngüsü içerisinde, gelişen bebek gene normal olarak doğum ile bu hayata gelmektedir. Dolayısı ile temel prensip olarak hamilelik bir hastalık olmayıp, gayet normal bir durumdur.

Bu nedenle elbette ki kadın, belirli bir fiziksel ve zihinsel değişim içinde olacaktır. Bu değişim ne derece travmatik olur ve kadın ne derece kendisini hasta olarak kabul ederse o derece zor bir hamilelik dönemi geçirecektir. Burada en baştaki etken kişinin bireysel irade gücü ile kendisinin hayatın en normal durumlarından birini yaşadığını bilmesi ve bunu keyif ile yaşamasıdır.

Diğer önemli etken ise etrafın kendisine karşı davranışlarıdır. Özellikle daha önce doğum yapmış olanlar, bir yakını doğurmuş olanlar, hatta bu olayı yanlızca okuduklarından bilenler binbir türlü öğüt vesaire ile kafa doldurmaya başlarlar. Oysa unutulmamalıdır ki her kişi kendi başına bir bireydir ve her durum herkeste başka türlü tezahür ve tecelli edebilmektedir.Öte yandan en yakından başlayarak herkes hamile kadını artık bir normal olmayan biri olarak görmeye ve ona itinadan ziyade hasta gibi davranmaya başlarlar. Bu bakımdan çevreye tavsiyem tüm bildiklerini kendilerine saklamaları susup yerlerinde oturmalarıdır.

Bir diğer önemli nokta ise doktor faktörüdür, ki bunu ayrıca yazacağım.

Hamile olan bir kadın normal bir insandır, normal hayatını yaşar, elbette ki fiziksel bazı gelişmeler belirli faaliyetleri zorlaştırır ya da ağırlaştırır bu da gayet normaldir. Örneğin bir kadın regl olduğu dönemlerde belirli önlemler ile hareket etmek zorundadır, ama hasta değildir 2-3 gün yada her nekadar sürüyorsa ona göre davranışlar içinde bulunur. Bu özgürlüğün kısıtlanması değil, duruma göre davranışta bulunmaktır

Bie hamileye yapılacak en gaddar şey " kızım artık sen eskisi gibi özgür değilsin" demektir. Bu onun zaten karmakarışlık olabilecek zihinsel yapısını bir de baskı altına almaktır. Buna kimsenin hakkı yoktur. Hamile bir kadının gerektiği şekilde davranışlar içinde bulunacak aklı mevduttur.

Hamile kadın şartların elverdiği en kısa sürede normal yaşantısını sürdürmeli gerekli olan dikkat ile yaşamına devam etmeli ve hatta hamileliği çok normal olarak benimsemelidir. Siz hiç, ben gebeyim, burada yatıp duracağım birileri de bana hizmet etsin diyen aslan gördünüz mü, yada kedi yada köpek (kendilerini insan zanneden ev hayvanlarını bir kısım hariç tutuyorum), doğurdukları ana kadar herşeyi normal olarak yaparlar. Sonrasında da en kısa zamanda normal hayata edapte olup yaşamlarını sürdürürler.

Elbette bu söylediklerim normal bir hamilelik için geçerli....

Devamı yarın.....

Cuma, Haziran 20, 2008

Kavakyelleri II

Kavakyelleri dedim ya, sevgili haberi patlatmış hem de ne güzel ........
o nedenle kavakyelleri
püfürrr püfüüüüürrr

Perşembe, Haziran 19, 2008

Kavak yelleri

Başımda kavak yelleri esiyor,
Bu günlerde...
ben yere bile bastığımı bile
Bilmiyorum ki,
Kulaklarım da duymuyor
Sevgilinin sesinden başka...
Çok bilmişlik falan hiiiç istemiyorum
Ben zaten biliyorum,
Ayaklarım yere basmazken
Bu ifademden
Kızdığımı bile farketmiyor kimse.....
FLY tişörtümü
Kendim yaptım
Uçuşuyorum.
Şimdi laflar, tüketilmiş nefes
Burada hava yok ki ses gelmiyor...
Bir tek sevgilinin sesi, püfüüürr
Başımda da kavak yelleri.....
hani "fink" sözleri ile :
PAX VOBİS CUM

Pazartesi, Haziran 16, 2008

Babalar günü....

Sevgili yaşamımızın son gelişmelerini keyifle yazıyor o kadar güzel yazıyor ki aynı konuda daha kötü yazacağımdan ben susup okuyorum keyifle.

Dün babalar günü idi ( ne komik değilmi kendi kendimize günler icat edip, onları çok önemli bir konuma getiriyoruz, olsun be güzel oluyor....) bir gece öncesinin geç yatmışlığı falan derken, mutada uygun olmayarak neredeyse öğlen uyandık. İlk güzel hediyemi sevgili verdi bayıldım tabi zevkten....

Sonra kahvaltı faslı, zır kapı küçük kızım Alara ve güzel hediyesi, kah kah falan derken zır kapı büyük kızım Ayşe ve güzel hediyesi ve de bir dolu haberleri..... dördümüz birlikte oturduk çok keyfi yaptık... E seneye acaba bunu beş kişi yapabilir miyiz????? neden olmasın.... hadi hayırlısı... ne de keyifli olur ....