Perşembe, Şubat 19, 2009

Göztepe Parkı







Burası Göztepe Parkı,

Bağdat Caddesi'nden Cemil Topuzlu'ya kadar uzanan koskoca yeşillik alan. Arsız mütahitlerin, ve işbirlikçileri politik kadroların muhakkak ki açlıkla bakıp yalanıp durdukları yer. Bilirmisiniz benim çocukluğumda buranın içinden bir minik dere akardı, neyse....

Ben 51 yıldır bu semtin çocuğuyum, burada doğdum. ecdadımda 1870 ten beri önce yazlık, sonra yazlık kışlık olarak bu semtte oturmuştur. Benim için çok önemlidir. yaşam boyu hep burada oturmak dileğimdir.

Semtimizde böyle üç adet devlet arazisi vardı bunlardan biri daha önceleri devletçe işletilen bir tarım arazısı olan ve çok şükür kurtulup Kadıköy Belediye'since düzenlenen  Göztepe Özgürlük parkıdır. Bir diğeri, Büyük Şehir Belediyesi tarafından rant uğruna Taş Yapı'ya verilen Göztepe Meteoroloji arazisidir ki şimdi orada 50 katlı dört bina yapılıyor, inanılması mümkün değil, şu anda kazılmış olan temelini görseniz dudağınız uçuklar......

Sonununcusu ise Göztepe Parkı'dır. Malumunuz bu parka, cami yapılması üzerine yıllar süren tartışmalar yapılmıştı, önce  AKP zihniyetinin dinsel istismarlarından biri olan özellikle de bu semte cami yaparak "alın size " demek niyetindeki garip davranış. Bu noktayı merkez alırsanız 500 metre yarıçaplı bir daire içinde yanlız benim bildiğim 5 cami var. Yani maksat dostlar alışverişte görsün meselesi.

Neyse cami yapımına karşı çıkmam gene bazılarını kızdırır, ama karşı çıkmam camiye değil. Elbette ki halkın her ihtiyacında olduğu biri dinsel ihtiyaçlarında da yardımcı olmak yerel yönetimlerin vazifesidir.

Karşı çıkışımız şu nedenle idi, burası binalardan arınmış vaziyetteki son toprak parçalarından biridir. Unutulmamalıdır ki tabiat, ağaçlar, otlar, çiçekler de Tanrı'nın yüce varlığını bize gösteren şeylerdir. Bu nedenle bırakınız bu arazi boş kalsın orayı güzelce düzenleyin. Gençler, yaşlılar, Hamile hanımlar, aşıklar, sükunet bulmak isteyenler, çocuklar temiz hava alarak bunca binanın arasındaki bu cennet yerde huzur içinde dolaşsın, yürüsün,koşsun.....

İşte bu yer Belediye tarafında düzenlendi, bence en az cami kadar "hayırlı" bir iş yapıdı, zannederim oraya giden herkes yapana da yaptıranlara da hayır dua ediyordur.

Şu güzelliğe bakın, oturun burada dört duvar arasında olmadan Tanrı'yı düşünün isterseniz, ruhunuz o modda ise bu yer de, her yer de camidir.

Muhalif olmak, doğru yapılanları sırf muhalefet etmek için yanlış göstermek değildir. Bu güzel yer için İstanul Büyük Şehir Belediyesine, burada yaşayan bir vatandaş olarak teşekkür ederim ..

Ama  gene de söylemeden durmayacağım, keşke, Meteoroloji arazisine o 50 şer katlı binaları sırtımıza hançer sokar gibi yaptırma kararını  vermeseydiniz. 

Salı, Şubat 17, 2009

Bağdat Caddesi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, kahreden sürücüler

Burası Bağdat Caddesi,  Plaj yolu trafik ışıklarından sonra ve Göztepe trafik ışıklarından önce.

Bu iki trafik ışığı arasında yaya olarak karşıdan karşıya geçebileceğiniz hiçbir yer yok. Ana arterler Büyükşehir Belediyesine bağlı malumunuz.  Belediye muhteşem bir belediyecilik örneği göstererek bir yaya geçidi yapmış, uyarı levhaları falanda var.  

Herhalde düşünüldü ki Avrupa Birliği kapısındaki bir ülkede, yaya kaldırımlarından yayalar rahatça geçer, akan trafik herhangi bir trafik ışığı olmasına gerek kalmadan burada durur yayaya yol verir, zira geçiş önceliği her durumda yayalardadır.

Oysa ki burası; hamdolsun, monşerleşmekten nefret eden, kitap okumamakla övünen bir Başbakanı olan, her geçen gün köylüleşen, ortaçağda yaşamaya ampulünü yakmış, sıkıcı bir ortadoğu ülkesi olma yolunda adımlar atan bir yer maalesef.

Dün öğlen saatlerinde bir hanım, elinde köpeği bu geçitten karşıya geçmeye yeltendi, bir yaya olarak önceliğin kendinde olduğu yaya geçidinden her medeni ülkede olduğu gibi geçmek istedi....

Belki neşeliydi o an belki üzgün , belki aklında sahile inip yürümek sağlığına katkı sağlamak vardı, belki köpeğini çıkartmıştı, belki karşıdaki su veya elektrik ödeme noktasına veya ilerideki muhtarlığa yada markete gidiyordu ama kesinlikle bir ambulansa ve bir hastanenin aciline gitmeyi düşünmüyordu, yada kimdilir belki şu saatlerde toprağın altına...  o anda bir arabanın altında kaldı, köpeği orada öldü, kendisi ağır yaralı olarak hastahaneye kaldırıldı. Umarım iyileşir, belki bedenindeki yaralar iyileşir, ama artık hiç bir zaman o eski kadın olamayacak.

Lanet olası yaya geçidi iki trafik ışığının arasında bir ışıktan kalkan araç diğer ışığın yeşiline kilitlenmiş olarak tam gaz devam ediyor. Burada kaza yapan sürücünün o andaki davranışını bilemiyorum, ama bilin ki siz yavaşlasanız bile arkanızdan tam gaz gelen sizi sıkıştıran, kornalar çalan manyak zihniyetler var. O akışla hızlı gidiyorsunuz. Gene bu sürücünün davranışını bilmeyerek ve suçlamayarak söyleyebilirim ki karşıdan karşıya geçen yayanın üzerine üzerine süren manyaklar var. Gene de orası bir yaya geçidi ve yavaşlama mecburiyeti var....

Diyeceksiniz ki aman canım o da trafik ışığı olan yerden geçseydi, evet akla yatkın ama ara o kadar uzun ki zaten yaya geçidi olması yeterli bir yayaya yol verme sistemi....

Belediye belki buraya bir yavaşlatma mekanizması koysa, orada araçlar yavaşlasa hatta belki de  butonlu bir trafik ışığı koysa yayalar karşıya geçmek için buna bassalar..... olmaz tabi, kaldırım taşı döşemek gibi, metrobüs gibi, tüneller gibi önemli işler var üstelik seçim öncesi bu işler daha da göz kamaştırıcı. Alt tarafı bir ortayaşlı kadın ezilivermiş ne olacak.

Hazin bir manzara da saatler sonra o zavallı beyaz köpeğin ölüsünün oracıkta yatmasıydı.

Yaya geçidi  orada hain bir tuzak gibi kimbilir daha kaç kişinin başı yanacak....

Medeniyet mi hadi canım siz de.....

Cuma, Şubat 13, 2009

Kaldırım ayıpları ve teknik yapı ve Kadıköy Belediyesi

Merhabalar,

Yer Göztepe Cavit Paşa Sokak, girişi, mevki, Teknik İnşaat önü ve cıvarı, durum resimlerde görüldüğü gibi, anlamsızca genişletilen kaldırımın, üzerine sereserpe park edilmiş araçlar.

Yayaların hiç önemi yok, onlar ezilebilir iki araba arasında kalabilir. Üstelik bu yok doğruca Yeşil Bahar İlkokuluna gidiyor. düşünün ki burada yüzlerce öğrenci de geçiyor, olsun n'apalım alt tarafı yoldan geçsinler, kaldırıma arabamı, minibüsümü falan park ederim.

Zaten büyük bir iştahla bulabildiği arsaya çöküp ondan maksimum kar sağlamaya yönelimiş olan inşaat şirkertine hiç diyecek bişey yok, aslında çok var ama devir malum.

Ya halkımız yahu mübarek araban insandan daha mı önemli evet önemli, zira donunu satıp binbir borca girip, en pahalı cep telefonu, en baba araba alma meraklısı olan bir sarklı milletiz. layıktır bize.

Ya belediye onlar da zaten seçimlerle meşkul.

Resimler ortada koyanlar utanmıyor elbette kimisi ise hak görüyor. unutmayalım burası, medeni olduğunu iddia eden, okumuş, dünya gezmiş görmüş ve hatta kendini çok yükseklerde gören bir zümrenin semti.

Biliyormusunuz, Teknik Yapıda durumu şikayet edebildiğim, Türkçe'yi zor anlayan bir inşaat çavuşu idi o da beni salak görür bir eda ile dinledi ....

Söz bitiyor....