Cumartesi, Nisan 21, 2012

Geri dönüşüm ve bizim Mehmet

Geri dönüşüm konusuna ailecek çok önem vermekteyiz. Ev halkı olarak elimizden geldiğince doğru olarak ayrıştırdığımız atıklarımızı ayrı ayrı paketleriz. Bunu henüz iki yalında olan evimizin en küçük ferdi de dahildir.


Daha sonra apartman görevlimiz Mehmet bunları alır, apartmanın bir bölümünde diğer dairelerden gelenlerle birlikte istifler ve haftanın belirli günlerinde belediye aracına verir.


Geri dönüşüm yalnızca plastik, cam, kağıt gibi malzemeler demek değildir tabiiki... Ayrıştırılması gereken en önemli atıklardan biri evde kullanılmış kızartma yağlarıdır.


Biz de çok fazla kızartma yapmasak da yağlarımızı bu şekilde ayırarak biriktiriyoruz. Genellikle bunları boşalan litrelik pet şişelere koyuyor, dolan şişeleri de alınacak geri dönüşüm atıklarının yanına istifliyoruz.


Buraya kadar  her şey normal ve hatta ideal gibi görünüyor.


Geçtiğimiz gün eşim biriken bir şişe yağı Mehmet'e verirken, "bunu ne şekilde belediyeye veriyorsun" diye soruyor,


Mehmet : Abla, şişeyi aşağıda lavaboya boşaltıyorum, şişesini de geri dönüşüme atıyorum.... diye cevap veriyor...................................
..............................................
..................................................
.....................................................
...............................................................


Şaşırıyoruz, meğerse belediyenin yağları almak gibi bir ayrı hizmeti yokmuş....


Yani biz denizleri, doğayı kirletmemeye gayret ediyoruz diye azıcık ta olsa sevinirken, yağlarımız gene gidiyormuş malum yere....


Lafın bitiği yer.....




Salı, Nisan 03, 2012

En şanslı Başbakan / en tırsık seçmen

Elli küsur yaşındayım, eh demek ki Cumhuriyeti'mizin toplam yaşının yarısından fazlayım, bu da demektir ki nice hükûmetler, bakanlar, başbakanlar gördüm, doğduğumda Menderes başbakandı arada kimler geldi kimler geçti...

Kimisi sevgi ile, kimisi kerhen desteklendi seçmen tarafından. Darbelerdeb kurtulan pek çok hükümeti, o zamanki adıyla "devalüasyonlar" zedeledi götürdü, yapılan hayati zamlar, bazılarının sonunu getirdi. Halkın o hükûmet ve tabi hükûmetin başı hakkındaki fikirleri değişti. Çok sevilenler, sevilmez oldular, hatta kısa zaman içinde çok ani oy farklılıkları bile yaşadılar.

O zamanlar henüz emeklemekte olan demokrasimizde, halk, kararları ile iktidarları gayet demokratik şekillerde değiştirdi.

Mesela,şimdilerde hayal bile edilemeyecek yüzdelerde sol oylar mevcuttu bir zamanlar.....

Bakıyorum şimdi, yahu, düşünebiliyor musunuz ? elektriğinize % 20 cıvarı zam yapılıyor, dünyanın en pahallı benzinini alıyoruz, demektir ki herşeyi ilgilendiren bazı önemli noktalarda inanılmaz zamlar oluşuyor. 

Örneğin benzinin %61'i vergi olarak ödeniyor,zammı akılla izah edecek bir durum yok, yani dünyada petrol fiatlarına bağlı olarak benzine %61 lik bir fiat artışı gelse ancak bu günkü rakkamlar geçerli olacak.

Bırak %61 i bunu %40 a çeksen benzin %20 ucuzlar yani en basit hesabı ile benzin 5 liradan 4 liraya düşer, hala daha %41 i devlete ödediğin vergi olur.....

Elektrik nasıl olur da bir defada %20 zam görür de, o memleketin halkı buna ses çıkartmaz... Nasıl olur da konu ile ilgili bakan " e bende istemiyorum ama ithal ediyoruz kem küm der" hem de hiç sıkılmadan... 
Eeee karşısında demokratik bir toplum protestosu görmezse gayet rahat söyler. Bilir ki seçim öncesi yapılacak basit bazı popülist söylemlerle gene seçim kazanacaktır....

Elektrik, gaz, telefon vs gibi faturalarımızı incelersek orada ödediğimiz vergi, rüsum, harç gibi kalemleri toplarsak inanamayacağınız bir yekûn oluştuğunu görmek mümkün.

Peki halkım ne yapıyor, hiiiç.... en ufak bir hareket yok, elbette gayri nizami, ve hukuki davranışlardan ve şiddetten bahsetmiyorum. Ama gayet saf ve medeni protestolar yapılabilir. Hayır ben ideolojik protestolardan bahsetmiyorum burada, senden, benden, Ayşe teyzeden, Kamil amcadan, öğrenci Emre'den, hatta Büşra'dan Kübra'dan bekliyorum, ideolojik değil gerçek toplumsal tepki bekliyorum.... Tık yok...

Hayır birşeyler yıkmaya kırmaya dökmeye, lüzum yok, halk sakince çıkıp bir meydanda hiç birşey yapmadan otursa, ne yapacak polis seni dövecek mi? Dövecekse bırak dövsün en azından dünya görsün... Sadece basit boykotlardan bahsediyorum, gayet masum, gayet samimi, insani toplumsal  şiddet içermeyen mesela oturma eylemlerinden......

Hiç bir tpki vermiyorsanız, o zaman layığınızdır, nedir korkuyor musunuz? bizide örgüt içine sokup içeri tıkarlar diye, ya da polis içeri alır çıkamayız diye, o zaman düşünün sizi bu hallere kim, kimler getirdi.....

Valla Başbakan çok şanslı, ama seçmen çok tırsık, sebepleri belli.