Salı, Şubat 26, 2008

Ada keyfi evllilik provası



Hafta sonu Heybeliada'ya gittik pek keyifliydi. Ekibimiz kalabalık olmamakla beraber çok uyumlu ve ekabirdi.

Önce otele giderek evlilik resepsiyonu ile ilgili son rötuşları ihtiva eden toplantımız yaptık ve yeme içme işlerini Sybella'ya yükledik. Sağolsun keyifle kabul edip gerekli işlemler konusunda bize hemen yardımcı olmaya başladı bile.

Tabi karnımız acıktı önce otelde yeme fikrimizi daha sonra "hadi meyhaneye" gidelim diye değiştirdik. Ne de iyi yapmışız. Oradaki yerleri tanımadığımızdan camlardan içeri baka baka mekanları gördük, baktık ki birinde gitar, ud falan var hemen girdik. Henüz geç saat olmamakla beraber ekip halinde gerekli siparişleri vermemizle, udi arkadaşın mızrap vurması bir oldu meğer oraya rastgele gelmiş olan her müşteri birşeyler çalar vaziyetteymiş. Daha sonra içeri yaşlı ama dinç bir bey ve orta yaşlı bir hanım da girdi, herkez ona hoşgeldin Niko abi dedi..............

Aman yahu Niko abi bir üstad çıktı ki sorma gitsin Türk sanat müziğinin bildik bilmedikher köşesine inanılmaz sesi ile götürdü bizler. Yanındakiler de eksik kalmadan hatta biz bile cüret ettik fasıl heyetine katılmaya.

Mezele, şişeler sonu gelmeyen şarkılar falanderken Niko abi ve yanındakiler ile ahbaplığımız ilerledi hatta kendisinin yan kilisede ayin sırasında da ilahiler okumakta olduğu bilgisine de ulaştırdı bizi.
Biz Niko abimiz ve ekibini düğüne davet ettik Niko abi de bizi ertesi günkü ayine. ( gittik tabi biraz geç kalmamız nedeni ile babacan bir fırça da yedik Niko abiden)

Saat 02.00 cıvarlarında çıkışta meydana atılmış bir piyano gördüm ve çaldım kimbilir hangi evden çıkartılıp hoyratça atılmıştı. Sesi, hiç akordu olmamasına rağmen hala çıkıyordu ( ki bu piyano çalmamız sabah gittiğimiz bir yerde " yahu biri meydandaki piyanoyu çalmış" şeklinde bize aksetti) :)

Ada muhteşem sessizliği ve içten havası ile herbirimizi elbette fethetti. Bilirsiniz ben şehirci bir adamımdır ve de öyle uzak cıvarda yeni kurulan sitelerde "aman da ne sessiz" diye yaşamaya gidenlere de hep takılırım. Zira gidilen yer tepe cıvar boşluklara, gecekondular ile iç içe yapılan tiyatro dekoru ruhu olmayan mekanlardır hep. Oysa adada rahatlıkla yerleşebileceğimizi keşfettik, zira o yeni yetme hepsi birbirinin aynı olan siteler gibi değil orası, her yerinin ayrı bir ruhu olan bibaları, sokakları, ağaçları, martıları elbete engiiin denizi ile bin yıllık yaşanmışlığı var. Muhteşemdi, muhteşem evlilik yapma yeri için en doğru kararı vermişiz aferin bize....
İşte odamızdan resimler....

2 yorum:

Tanya's dedi ki...

Muhteşemdi..tek kelime ile..ada..evler..faytonlar..niko amca..sybella..herşey..herşey..ne güzel karar vermişiz..aklımıza sağlık..yüreğimize de..ada kadar huzurlu olmaz mıyız bizde..aliş teknesini boyamaz mı..oh be ne güzelmiş hayat demez miyiz..deriz ya..deriz..sevgiyle..aşkla..

Ersin dedi ki...

olmazmıyız be aşk, aşk olduktan sonra sevgi olduktan sonra saygı ve karşılıklı hürmet olduk olduktan sonra ada da oluruz huzur da, aliş te teknesini boyar tabi. biz de evet budur deriz be
can aşk