Cuma, Aralık 28, 2007

Milli Eğitime Maşallah

Bilgiğiniz gibi Cumhuriyet'in en önemli yasalarından biri de o zamanki tabiri ile "tevhid-i tedrisat" kanunudur. Bu kanun ilk,orta ve lise öğretiminin "eğitimin birliği" kuralına göre yapılacağına dairdir. Böylece adı geçen öğretim laik bir cumhuriyet olan devletin, eğitimi bir elden ve laik sistemle yürüteceği konusunda değişmez bir esastır.

Cumhuriyet'in kuruluşundan başlayarak uzun yıllar bu şekilde sürdürülen eğitim,bu konuyu kendilerine oy arpalığı yapan partiler sayesinde maalesef sulandırılmıştır. İHL'ler yani imam hatip liseleri kurulmuş daha sonra ise milli eğitim ile hiç bir ilişkisi olmayan Kur'an kurslarında müfredatı hiç belli olmayan ve ne idüğü belirsiz kişilerce eğitimler verilmiştir, mahalle baskısı ile küçücük filizler kız - erkek bu yerlerde rahleler önünde oturup başlarına takke veya sıkmabaş takarak " ce... ceyli... cala cula... cumburleyli .. cap cup...." diye, bize okullarda karanlık günler diye öğretilen garip bir eğitimi alırlar. Benim derdim ne Kur'anla ne dinle ama küçücük çocukların beynini yıkamak ne menem bir iştir, belli.....

İHL'lere kız öğrenciler de alınmış bu öğrenciler sıkmabaşlı olarak okula gider gelir olmuşlardır. İşin garibi adı İmam ve Hatip olan bu liselere neden kız öğrenci alındığıdır. Zira islamiyette kadın imam ve hatip yoktur, olsa olsa kadın hafızlar bulunur belki ama, bunlar da ulemaca ne kadar kabul edilir bilinmez. Yani aslında bir meslek lisesi olmasıdır ve mesleğe yönelik bir konuda o mesleği yapamayacak olan kızlar da okutulmaktadır. Bu ne büyük tenakuzdur sorarım, İHL'ler de nasıl bir eğitim yapıldığı ve bu eğitimin kontrolü ne şekilde yapıldığına dair sorular sorulduğunda burada noırmal lise gibi dersler okutulduğu buna ilaveten de arapça ve dinsel eğitim verildiği söylenir. İHL'ler O derece özerktir ki bunlara sermayenin belli kısmı her türlü yardımı yapar ramazanlarda yemekler verilir vs.vs.vs.

Ne gariptir ki tevhid-i tedrisat kanununa bir şekilde uydurularak sıkmabaşlı kızlkarında gönderileceği, kızların erkeklerin harem - selamlık olduğu alternatif ve dinci bir okul yaratılmıştır. Burada Atatürk'ün vefatından sonraki ve de özellikle Demokrat parti başta olmak üzere tüm hükümetlerin ağır sorumluluğu vardır.
Şu anda Türkiye'yi yöneten kadroların Başbakan RTE dahil neredeyse tamamı, o okullardan mezundur. Sahtekarlıktan hüküm giymiş olan ve bu cezasını punduna uydurularak "ev hapsinde geçiren",eski abileri Mecmüddin Erbakan hoca, bu okullar için "oraları bizim arka bahçemiz deme hakkını bile bulmuştur kendisinde varın ötesini siz düşünün.


Bugün devlet İHL'lere her türlü yardımı maddi ve manevi bakımdan sınırsızca yapmaktadır, öyle ki İHL'ler kendilerine verilen bu muhteşem ödeneğin %46'lık kısmını harcayamamıştır. Oysa normal liselerde yakacak olmadığından soğuk havada dersler yapılmakta, her türlü masraf veliler tarafından karşılanmaktadır. Öğretmen ve derslik açıkları büyüktür. Yazıklar olsun benim laik cumhuriyetimin milli eğitimine .....

Adana'da, öğretmen olmaması yüzünden okullardaki din derslerine cami imamları girmektedir, okul talep etmekte, kaymakamlık izin vermekte ve milli eğitim ise ses çıkartmamaktadır ( neden çıkartsın ki ) .... Bu İmam efendilere öğrenci başı 5 YTL ödenek verilmektedir ( oh maşallah öğretmenler kadro beklesin, imamlar yesin ... kimsenin cebinde gözümüz yok ama allah islah etsin)...

İstanbul Bağcılar'da bir öğretmen, okuldaki sıkmabaşlı öğretmenlerin kılık kıyafet kanununa umadıklarını, okul idaresine bildirmiş, idare bu genç öğretmeni kaale almamış, öğretmen de bunların resimlerini cep telefonu ile çekip, okul müdürü ve milli eğitime vermiş, sonuç ne olmuş biliyor musunuz, sürmüşler, elbetteki sıkmabaşı hocaları.... tabiki değil, zavallı resmi çeken cımhuriyet öğretmenini, hem de bulunduğu yerden 35 km ötede Çatalca'da bi okula...

Memleketimin, milli eğitiminin özel olan kısmı ise tamamen tarikatlara, kerameti kendinden menkul, zırlak, sümüklü şeyhlerin, yönettiği hiçbir şekilde denetlenmemekte olan vakıflara ait okullar eline emanet edilmiştir, ohh yarabbi şüküüüüür. Doğu ve güney doğuda, tarikat - şeyh gettoları kurulmuş öğretim eğitim zaten tamen ellerindedir. Tabi, en büyük köy haline getirilmiş olan İstanbul'un durumu ise ortadadır, çarşamba falan gibi mahalleler tamamen kendi şartları ile yaşamaktadırlar...

Üstelik İngiliz vatandaşı olan bir Bakan!ımız bile mevcuttur, kendisi kabine üyesidir ve de çifte vatandaşlığı ile gurur duymakta herkese de tavsiye etmektedir. Allahım daha neler göreceğiz biz yahu... Vallahi Turgut bey peygamber gibi kaldı ha....

Sizlere kaç gündür keyifli yazılar yazıyordum ama memleket gerçekleri ortada, yüzleşiniz biliyorsanız da hatırlayınız, işte laik Türkiye Cumhuriyeti'nden eğitim vesaire manzaraları, daha neler neler var haznemde yazacağım, bilginiz olsun diye.

Vah vah vah...

Sonra gel Fazıl Say'a kız, adamın canı burnından geldi ki söledi, yoksa kim memleketini terk etmek ister.

4 yorum:

Tanya's dedi ki...

Hocam, biliyosun bu IHL de okuyan kızların belediye tarafından verilmiş özel otobüsleri bile var..servis niyetine..senin benim cocuğum tonla parayla servisle gidip gelirken..bu zaten okuldan mezun olunca hiç birşey olmayacak insanlar belediyece tahsis edilen araçlarla evlerinden okula götürülüyorlar..tabiki ödeneklerinin 46%sı ceplerinde kalır..bizim cebimizden cıkıyor nasılsa..

Fazıl Say'a gelince..hepimiz hergün diyoruz ama cennet vatanı da böylesi bir karanlığa terk etmemek gerek diye düşünüyorum ben.

Ersin dedi ki...

Evet haklısın özellikle kızlar orada heralde dindar ev hanımı olarak yetiştirilmekteler. Adamlar da başbakan olacak dolayısı ile biz paralarını öderiz eşşek gibi.
Fazıl Say a gelince haklısın cennet vatanımız, zaten onun için böyle haykırıyoruz ya... canım vatanımız ya, Atatürkü'ün emaneti

Sebnem'den dedi ki...

AĞZINA SAĞLIK HOCAM.
VERDİĞİM HER KURUŞ VERGİ HARAM OLSUN BUNLARA.
HERŞEYİN KILIFI MEVCUT BUNLARDA.
SOKAKTA MİLLETİMİZİN ARAÇLARI CAYIR CAYIR YANARKEN..(ALIN TERİNLE ALINAN)ZAATIN BİRİ AF KANUNU(YUMUŞATILMIŞ)EVE DÖNÜŞ YASASI ÇIKARMASI ASKERLERİMİZ YAPRAK GİBİ DÖKÜLÜRKEN ÇOK AĞRIMA GİDİYOR ÇOOOOK...
GEÇENLERDE BİR YAZARIN KÖŞE YAZISINI OKUMUŞTUM...ZAATIN SONU A..MENDERES DEMİŞTİ..
KOCA DEVLETTE TEK GÜVENDİĞİM YAŞAR BÜYÜKANIT PAŞAM VE ASKERLERİMİZ..
BİRDE BİZLER...
BEN FAZIL SAY'IN GÖRÜŞÜNE SON DERECE SAYGI DUYUYORUM..AMA TANYAMIN DA DEDİĞİ GİBİ BEN TERK ETMEM..BURALARI BOŞ BIRAKMAM...GİTMESİ GEREKENLER BELLİİ

Ersin dedi ki...

O şebocum sesini duydum sevindim, haklısın, kafamızı kuma gömüp gerçeklerden uzaklaşmamalı ve herşeyi gördüğümüzü bilmelerini haykırmalıyız. Bunların bu halimize cevabı "ne o yoksa ekonomik istikrar bozulsun mu? " oysa bunların ekonomiye yaptığı hişey yok hepsi o zavallı son ecevit hükümetinin programı, ve aynen devam etmekte, ekonomi artık bozulmaz isteselerde bozamazlar ama, egemenliğimiz, özgürlüğümüz ve de laik cumhuriyetimiz yara üzerine yara almakta... ya da bize öyle geliyor.
Bu işler adam asmakla olmuyıor asılan adam kahraman haline dönüşüyor, cevap tek ve basit, "demos kratos" yani demokrasi.....