Cuma, Nisan 25, 2008

Sevr 'de neler vardı

Dostlarım merhabalar,

Bugün sizlere Osmanlı Devleti' nin 10 Ağustos 1920 tarihinde imzalamış olduğu Sevr (Sevres) andlaşmasının bazı maddelerini hatırlatmak istiyorum, O tarihte Türkiye olarak anılan ve de andlaşma'ya Türkiye olarak imza koyan Osmanlı'nın teslim oluş belgesi bu.

Öncelikle andlaşmanın taraflarına bakın,

"Bir taraftan işbu muahedede başlıca düvel-i müttefika olarak zikiredilen Britanya Imperatorluğu, Fransa ve italya ve Japonya ve işbu başlıca devletlerle birlikte düvel-i müttefikayı teşkil eden Ermenistan, Belçika, Yunanistan, Hicaz, Lehistan, Portekiz, Romanya, Sırp-Hırvat-Sloven ve Çekoslovakya :
Diğer taraftan Türkiye;"

Şimdi de andlaşmanın sadeleştirilmiş hükümleri :


  1. Sınırlar (madde 27-36): Edirne ve Kırklareli dahil olmak üzere Trakya'nın büyük bölümü Yunanistan'a, Ceyhan-Antep-Urfa-Mardin-Cizre kent merkezleri Suriye'ye bırakılacak, İstanbul Osmanlı Devleti'nin başkenti olarak kalacak;
  2. Boğazlar (madde 37-61): İstanbul ve Çanakkale Boğazları ile Marmara Denizi silahtan arındırılacak, savaş ve barış zamanında bütün devletlerin gemilerine açık olacak; Boğazlarda deniz trafiği on ülkeden oluşan uluslararası bir komisyon tarafından yönetilecek; komisyon gerekli gördüğü zaman Müttefik Devletlerin donanmalarını yardıma çağırabilecek;
  3. Kürt Bölgesi (madde 62-64): İngiliz, Fransız ve İtalyan temsilcilerinden oluşan bir komisyon Fırat'ın doğusundaki Kürt vilayetlerinde bir yerel yönetim düzeni kuracak; bir yıl sonra Kürtler dilerse Milletler Cemiyeti'ne bağımsızlık için başvurabilecek;
  4. İzmir (madde 65-83): Yaklaşık olarak bugünkü İzmir ili ile sınırlı alanda Osmanlı devleti egemenlik haklarının kullanımını beş yıl süre ile Yunanistan'a bırakacak; bu sürenin sonunda bölgenin Türkiye veya Yunanistan'a katılması için plebisit yapılacak;
  5. Ermenistan (madde 88-93): Türkiye Ermenistan Cumhuriyetini tanıyacak; Türk-Ermeni sınırını hakem sıfatıyla ABD Başkanı belirleyecek (Başkan Wilson 22 Kasım 1920'de verdiği kararla Trabzon, Erzurum, Van ve Bitlis illerini Ermenistan'a verdi.)
  6. Arap ülkeleri ve Adalar (madde 94-122): Türkiye savaşta veya daha önce kaybettiği Arap ülkeleri, Kıbrıs ve Ege Adaları üzerinde hiçbir hak iddia etmeyecek;
  7. Vatandaşlık ve Nüfus Konuları (madde 123-139)
  8. Azınlık Hakları (madde 140-151): Türkiye din ve dil ayrımı gözetmeksizin tüm vatandaşlarına eşit haklar verecek, tehcir edilen gayrımüslimlerin malları iade edilecek, azınlıklar her seviyede okullar ve dini kurumlar kurmakta serbest olacak, Türkiye'nin bu konulardaki uygulamaları gerekirse Müttefik Devletler tarafından denetlenecek;
  9. Askeri Konular (madde 152-207): Türkiye'nin askeri kuvveti, 15.000'i jandarma olmak üzere 50.000 personelle sınırlı olacak, Türk donanması tasfiye edilecek, Marmara Bölgesinde askeri tesis bulunduramayacak, askerlik gönüllü ve paralı olacak, azınlıklar orduya katılabilecek, ordu ve jandarma Müttefik Kontrol Komisyonu tarafından denetlenecek;
  10. Savaş Tutsakları ve Mezarlar (madde 208-225)
  11. Savaş Suçları (madde 226-230): Savaş döneminde katliam ve tehcir suçları işlemekle suçlananlar yargılanacak;
  12. Borçlar ve Savaş Tazminatı (madde 231-260): Türkiye'nin mali durumundan ötürü savaş tazminatı istenmeyecek, Türkiye'nin Almanya ve müttefiklerine olan borçları silinecek; ancak Türk maliyesi müttefiklerarası mali komisyonun denetimine alınacak;
  13. Kapitülasyonlar (madde 260-268): Türkiye'nin 1914'te tek taraflı olarak feshettiği kapitülasyonlar müttefik devletler vatandaşları lehine yeniden kurulacak;
  14. Ticaret ve Özel Hukuk (269-414): Türk hukuku ve idari düzeni hemen her alanda Müttefikler tarafından belirlenen kurallara uygun hale getirilecek; sivil deniz ve demiryolu trafiği Müttefik devletler arasında yapılan işbölümü çerçevesinde yönetilecek; iş ve işçi hakları düzenlenecek; eski eserler kanunu çıkarılacak vb.
Acaba okuduklarınız size biraz tanıdık geliyor mu? Bilemem ama bana geliyor, bu nedenle büyük önder Atatürk'ü ve onun kurduğu bu Cumhuriyet'i bazıları içlerine sindiremiyor hala. Hani resimlerini kaldırın falan diyorlar. Kimileri de alet olabiliyor ise; herhalde Atatürk'ün "gaflet ve delalet" bu olsa gerek

İyi hafta sonları ( ne kadar iyi olabilir ise.

8 yorum:

Tanya's dedi ki...

Sevgili Hocam,

Ben bu yazıya ancak alıntı yaparak yorum bırakabilirim:

"Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasî emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr u zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.

Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi, vazifen; Türk istiklâl ve cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asîl kanda, mevcuttur!"

Mustafa Kemal Ataturk

Sanırım vazifeler unutuldu çoktandır!

Ersin dedi ki...

Tanya'cım, sadece unutlmakla kalmadı anladığım kadarı ile bu tüketim toplumu ile daha da unutturuluyor, sun'i gündemler ile için için işliyorlar bize ve dediğim gibi alet olunuyor. uyanık olmalı ve geçmişimizi unutmamalıyız, unutanlara da her daim hatırlatmalıyız. Elbette ki Atatürk'ün dediği gaflet ve selalet içinde bulunanla olacaktır ama biz eunutturulmaya çalışılan damarlarınızdaki asil kan yeterlidir
yeterki unutmayalım bilelim ve bildirelim

Verda dedi ki...

Biz bunu hep yaşayacağız galiba - her nesil! Bitmeyecek, ilerleyemeyeceğiz.
Zaten bu zihniyetle asla! Neler var neler etrafta. Ama bir gerçek var, Ersin senin gibilerin çoğalması lazım... Tek çocuk değil 10 çocuk siz yapın biz yapalım...
Bizde bizimkilere ve bizimkilerin etraftakilerini dolduralım.

Şahanesin...

Ersin dedi ki...

valla verdacım
birileri üç çocuk yapın beş çocuk yapın diyor yandaşlarına, aslında bizin de boş durmamamız lazım elbette
sağol güzel sözlerin için, bunları unutmayalım unutturmayalım

•°o İbrahim ve Ecem o°• dedi ki...

Bu postu daha once okudum Hocam ama gelip yorum birakamadim cunku icim burkuldu, bogazim dugumlendi - hepimiz gibi uzuntum, ofkem tazelendi... Bir ulus bu kadar kirpilir mi, bu kadar pasifize edebileceklerine hangi guc inanabilir? Atamizin neler ile basa ciktigini bilmiyen, ne kadar huzun verici ama bir okadarda gurur duyduran bir tarihimiz oldugunu bilmiyen bir nesil yetisiyor...

Yorumlari okudumda, hepinize hak veriyorum; ister bir cocuk yapalim ister 10, nesilden nesile bizlere bunlari unuturmalarina izin vermemeliyiz...

Basit gelebir ama belkide bizim sorunumuz dil ile anlatilacak seyleri bir cogumuz okulardan bekliyoruz, bir yandanda cocuguna manevi olarak bildigi herseyi aktarmak istiyen ama bilgisi yetersiz kalan insanlarimiz var - onlari suclamiyorum ama en cokta bu bizi cokertiyor.

Verda'nin da vurguladigi gibi her nesil bizler gibi dusunen insanlar olacak, ama azinlik yerine cogunluk olmaliyiz...

Bunlari istiyen ilk insan ben degilim, bilinen seyler belki ama buyuk bir umitsizlik var suan ki cogunluklara bakinca - en son yapilan plebisitin sonuclarini gorduk, ilerliyecegimize bir guc bizi geriye cekiyor.

Ersin dedi ki...

Haklısın Ecem,
ancak durmamak okumaya devam etmek araştırmak incelemek ve bir zamanlar nasıl ne hale geldiğimizi unutmamak dahası da unutturmamak gerekli.

Verda dedi ki...

ersin

sevrde neler vardırı okumuyorum artık.. yaz yeni şeyler lütfen - arada tanya dan takip ediyoruz gibi oldu ama....

Ersin dedi ki...

Verdacım, haklısın, bana bir atalet geldi yahu, yarından itibaren sıkı yazılar geliyor ..... söz...