Burası Bağdat Caddesi, Plaj yolu trafik ışıklarından sonra ve Göztepe trafik ışıklarından önce.
Bu iki trafik ışığı arasında yaya olarak karşıdan karşıya geçebileceğiniz hiçbir yer yok. Ana arterler Büyükşehir Belediyesine bağlı malumunuz. Belediye muhteşem bir belediyecilik örneği göstererek bir yaya geçidi yapmış, uyarı levhaları falanda var.
Herhalde düşünüldü ki Avrupa Birliği kapısındaki bir ülkede, yaya kaldırımlarından yayalar rahatça geçer, akan trafik herhangi bir trafik ışığı olmasına gerek kalmadan burada durur yayaya yol verir, zira geçiş önceliği her durumda yayalardadır.
Oysa ki burası; hamdolsun, monşerleşmekten nefret eden, kitap okumamakla övünen bir Başbakanı olan, her geçen gün köylüleşen, ortaçağda yaşamaya ampulünü yakmış, sıkıcı bir ortadoğu ülkesi olma yolunda adımlar atan bir yer maalesef.
Dün öğlen saatlerinde bir hanım, elinde köpeği bu geçitten karşıya geçmeye yeltendi, bir yaya olarak önceliğin kendinde olduğu yaya geçidinden her medeni ülkede olduğu gibi geçmek istedi....
Belki neşeliydi o an belki üzgün , belki aklında sahile inip yürümek sağlığına katkı sağlamak vardı, belki köpeğini çıkartmıştı, belki karşıdaki su veya elektrik ödeme noktasına veya ilerideki muhtarlığa yada markete gidiyordu ama kesinlikle bir ambulansa ve bir hastanenin aciline gitmeyi düşünmüyordu, yada kimdilir belki şu saatlerde toprağın altına... o anda bir arabanın altında kaldı, köpeği orada öldü, kendisi ağır yaralı olarak hastahaneye kaldırıldı. Umarım iyileşir, belki bedenindeki yaralar iyileşir, ama artık hiç bir zaman o eski kadın olamayacak.
Lanet olası yaya geçidi iki trafik ışığının arasında bir ışıktan kalkan araç diğer ışığın yeşiline kilitlenmiş olarak tam gaz devam ediyor. Burada kaza yapan sürücünün o andaki davranışını bilemiyorum, ama bilin ki siz yavaşlasanız bile arkanızdan tam gaz gelen sizi sıkıştıran, kornalar çalan manyak zihniyetler var. O akışla hızlı gidiyorsunuz. Gene bu sürücünün davranışını bilmeyerek ve suçlamayarak söyleyebilirim ki karşıdan karşıya geçen yayanın üzerine üzerine süren manyaklar var. Gene de orası bir yaya geçidi ve yavaşlama mecburiyeti var....
Diyeceksiniz ki aman canım o da trafik ışığı olan yerden geçseydi, evet akla yatkın ama ara o kadar uzun ki zaten yaya geçidi olması yeterli bir yayaya yol verme sistemi....
Belediye belki buraya bir yavaşlatma mekanizması koysa, orada araçlar yavaşlasa hatta belki de butonlu bir trafik ışığı koysa yayalar karşıya geçmek için buna bassalar..... olmaz tabi, kaldırım taşı döşemek gibi, metrobüs gibi, tüneller gibi önemli işler var üstelik seçim öncesi bu işler daha da göz kamaştırıcı. Alt tarafı bir ortayaşlı kadın ezilivermiş ne olacak.
Hazin bir manzara da saatler sonra o zavallı beyaz köpeğin ölüsünün oracıkta yatmasıydı.
Yaya geçidi orada hain bir tuzak gibi kimbilir daha kaç kişinin başı yanacak....
Medeniyet mi hadi canım siz de.....
21 yorum:
Gercekten cok uzuldum.
Ben yurtdisinda yasayanlar boyle seyler soyleyince biraz dalga gecerdim.Ben burada(japonyada)yasamaya alisinca oyle ki kulagimda Ipod boydan boya yururum cogu zaman saga sola bile bakmam oncelik bende ya.Herkes durur cunku.Gecen yaz tatile geldigimde "saka gibi " ama ben Izmir`de yalniz karsidan karsiya gecemedim :( cok korktum.Yayalara yesil yanarken kamyon geliyordu ustume dogru.Donakaldim arkdasim surukledi kolumdan.Hani medeniyet dedigine cok cabuk alisiliyormus.
Selamlar,
O bayanla köpeğine çok üzüldüm..Bende Divan Pastanesinin önünden her akşam karşıdan karşıya geçerken çok irkiliyorum..Nedeni;yine bir yaz akşamı işten çıkıp evime doğru gidecekken,divanın karşısındaki ışıklarda yeşilin yanmasını bekliyordum..Önümdede bir bisikletli duruyordu (yine kaldırımda bizlerle aynı hizada)..Birden bisikletli havada uçmaya başladı ve araç kaldırıma çıkıp bizleride altına almaya çalıştı..Ufak sıyrıklarla kurtuldumsada belki halen korkunç olayın izlerini taşıyanlar vardır..Avrupa'da bile böyle güzel bir şehir yoktur belki..Fakat bizim ülkemizi bırakın, İstanbul'un kapısını bile çalmamış medeniyet..Kendi adıma çok üzülüyorum..
Cok uzucu bır olay..Kadına carpan surucunun ceza alması tesellı olur mu bılmem ama almalı mutlaka..
Kadıncagız kendıne geldıgınde ılk ıs kopegını soracaktır, cok yazık..
O yaya geçitinden ben de geçmeye çoook korkuyorum hocam..Size gelirken eğer yürüyeceksem Göztepe ışıklardan geçiyorum.Bir kere Acıbadem Polikliniğinden çıkmıştım...dediğin gibi deli gibi gelen araçların altında kalacaktım az kalsın..
Sarı dolmuşlar müşteri yakalayacağız diye cadde de deli gibi gidiyor,taksilerde aynı...
Kadıncağıza çoook üzüldüm.Umarım iyileşir bir an önce..
Hiç kimsenin kimseye saygısı yok maalesef.
Plajyolundan sahile iniş var biliyorsun ama Sahan'ın kuryeleri o sokağı caddeye çıkmak için kullanıyor..Korkarım bir gün biri motorların altında kalacak..
şimdi küfür ettireceksiniz ama:)
http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetay&ArticleID=921835&Date=16.02.2009&CategoryID=78
o acıyı yaşayan ben olsam, acımdan hırsımdan öfkemden ısırsam birilerini, sürücüyü dövsem, meclise çıksam yine geçmez hırsım, yine geçmez... bunun telafisi ne olabilir ki, hiçbirşey!
Ersin Bey, ne kadar acı bir olaya tanık olmuşsunuz.
Eşimin annesine evinin önünde, hızla gelen bir araba çarptı vefat etti.Kendisi araba kullanan, çok dikkatli bir insandı. Mahkeme 5 senedir sürüyor, çarpan kişi ertesi gün serbest kaldı.
Her gün kırmızı ışığa rağmen durmayan öyle çok sürücü görüyorum ki, umurlarında bile değil.
Avrupa birliğine emin adımlarla giderken yaya üstünlüğü konusunu atladık biz çoktan..araç üstünlüğünü koyduk baş köşeye..o zihniyet değil mi ki geldiğinde tüm yolları trafiğe kapatan..bizleri düşünmeden...peh..yaya kaldırımda yavaşlamak mı?
Kadına çok üzüldüm..köpeğe daha da çok üzüldüm..ve hergün üzülecek birşey görmemize daha çok üzülüyorum.
korkunç bi olay bu!
inanamıyorum gözlerim büyüye büyüye okudum ve burnumuzun dibinde..
o zavallı kadının başına gelenler her an herkesin başına gelebilir.
sürücü olarak da yaya olarak da ne kadar temkinli olursanız olun trafik çok tuhaf sirk gibi işliyor resmen.
çok korkunç ve istanbul'un en nezih semtlerinden biri olarak gösterilen bir yerde böyle olayların yaşanması buna susulması daha da korkunç. bu da unutulacak git gide herşeyin unutulup baştan savılması gibi..
Sevgili Serrose,
Benim de yurt dışına çıktığımda en keyif aldığım şey sereserpe karşıdan karşıya geçmektir, dönüşümüzde ise daha havaalanından çıkarken, derim ki kendini yola atma, artık Türkiye'desin.......
Budur. elbette insan iyi şeylere hemen alışır.
Ama durum burada böyle maalesef maalesef...
Sevgili Damak tadı,
ne acı ki, memleketin sözde en gelişmiş şehrinde ve de onun en gelişmiş semtlerinden birinde üstelik öğle vakti diyecek söz yok size de geömiş olsun...
Sevgiüliü Hadıns umalım da kadın kendiüne gelebililsin, başında ciddi bir yarasın vardı diğer tarafları blemiyorum.
Şebocum aman dikkat et gençsin daha yolunu uzatsan da git ışıklardan geç.
Ayrıca motorların vızır vızır yaya kaldırımlarında gezinmelerine de ayrıca değineceğim.
Haklisiniz aslinda ucakta baslamak lazim burasi Turkiye mantigina donmeye.
Gecen sene yasadigimiz birseyi daha soyliyeyim.Ablamla burdan ucaga bindik.Tabii burasi nezaket ulkesi herkes birbirine yol verir.Biz de 14 saat uctuktan sonra kafa ayni kafa tabii.Istanbul`a indik ic hatlardan aktarmali Izmir ucagina binecegiz.Sira mira yok tabii birtek ablamla ben sira olan "olmaya calisan"herkes onumuze geciyor hem de kabaca biz itildik kakildik RESMEN.Sonra ablama dedim ki biz de durtmezsek birilerini ucaga binemeyecegiz galiba.Yani hal boyle uzuluyor insan baska birsey degil
Sevgli Mermaid,
ne olacak yahu arkadaşın küfür etmişliği çoktur, hatta edebilir de ne de olsa monşer değildir, ananı da algit gibi galiz laflar söylemişliği vardır. olsun
Sevgili
Def Def in annesi
maalesef telafisi yok ama binlercesi her gün oluyor memleketimizde...
Sevgili Serpil,
çok geçmiş olsun ama p mahkeme daha çok devam eder,
daha sonra da ceza meselesini hiç sormayın.
canım Sevgili
can yittikten sonra diyecek söz mü kalıyor.
maalesef durum bu hiç bir canın kıymeti yk ki
ne yazık
Sedoş,
tabii kadının başında meraklı gözlerle takip eden onlarca insan vardı.
ne yazık ki cana verilen kıymet bu kadar.
Sevgili Serrose,
Haklısın uçağın içinde başlamak lazım
:)
Yorum Gönder