Salı, Kasım 16, 2010

Toronto günleri

Sevgilinin seyahat organizasyonları müthiştir, son yıllarda dünyayı dolaştık hepsinde de yüzde yüz başarılı olmuştur. Hem seçtiği mekanlar kalmak için keyiflidir, hem de şehir içindeki lokasyonları muhteşemdir.
 Sessiz sakin ve tam konsantrasyon ile araştırır, en akıllı olanları bulur, spot eder, yazışır çizişir, anlaşır, bağlar, bana da bu keyfi onunla birlikte yaşamak kalır. Eh çok şükür çok şansılıyım her türlü.....

Bu defa da gene hiç yanılmadan Toronto da olabilecek en akıllı yerde konuşlandırdı bizi. Downtown'da tam bayıldığım gibi.... Her şey elinin altında gidilecek her yer yaşadığımız 28. kattan görülmekte....

Ben batıda bu işlek şehir merkezlerini pek severim, bulunduğumuz yer de adeta ufak çaplı bir New York..  Bütün meşhur müzikholler tiyatrolar evin cıvarında, Eaton Center karşımızda, Atrium on Bay bir sokak ilerimizde, restoranın her türlüsü evin altından başlayarak cıvara yayılmış vaziyette.... 

Canım sevgili bin teşekkür sana her zaman olduğu gibi.......

Üstelik bu defa çekirdek aile halinde geldik biz Aliş ve Alara....

Kanada'ya bu ilk gelişim, Amerika'yı bilirim yaşamışlığım da vardır pek de sevmem. Burası Amerikan standartlarının  geçerli olduğu ancak daha farklı bir memleket. Amerika'ya göre çok daha yoğun bireysel demokrasiyi hissediyor insan... Bir kere çok büyük bir ülke olmasına rağmen nüfusu az ve çok kozmopolit. Oldukça emniyetli...

Baktığınıza o kadar karmaşık bir nüfus yapısı var ki, çekik gözlülerin her türlüsü, hint diyarı insanları, akdenizliler daha neler neler, bu durum insanları birbirini ön koşulsuz kabul etmeye yöneltmiş. İyi de olmuş, kimse kimseye karışmıyor, onu tartmıyor yada kimse kimseye bir şeyleri dayatma derdinde değil. 

Sevgilinin de blogunda yazdığı gibi bizim şu yanımızdaki ufak çaplı taksim timsali meydanda, bir köşede İslam, diğerinde Hristiyan misyonerleri bedava kitap dağıtıyor, hiç biri de esas  çocuk biziz derdinde değil. İnsanların bazıları da durup dinliyor, biraz ilerde HareKrsna ekibi, az ötede Scientology merkezi bedava kişilik analizi yaparken, biraz ötede koskoca Mason locası binası var, daha neler neler anlayacağınız bazı insanlar bunlarla ilgileniyor, kimisinin hiç biri umurunda değil....Kimse de kasmıyor zaten
Geldiğimizde Halloween koşuşturması yaşıyorlardı, şimdi ise xmass,

Sosyal bir devlet burası vatandaşlarını koruyor kolluyor hatta mesela göçmenseniz ayak bastığınızdan üç ay sonra sağlık sigortası sizi kapsama alanına alıyor, hiç bir sağlık sorununa para ödetmiyor... Hayati önemi olan Sosyal Sigorta Kartınız.....

Okullar bol ve çok gelişmiş, her türlü tahsili yapma imkanınız var... Üniversiteler dünya çapında... (Bilmem dünyadaki ilk 500 önemli üniversite arasında sadece İstanbul Üniversitesi'nin o da  dörtyüz küsuruncu olduğunu biliyor musunuz? mesela şu az ilerideki University Of Toronto 19. sırada)

Devlet dairelerinde işinizi yapan insanlar bunu lütfen yapmıyor ya da siz "acaba bu işimi yapan benden şimdi rüşvet falan ister mi ?" duygusuna kapılmıyorsunuz, bir kere sizi  tam tercümesi ile "iyi günler bugün size nasıl  yardımcı olabirim?" diye karşılıyor hey mübarek sanki her gün gidiyorum da o gün nasıl yardımcı  olacak :) ..... İş bitince de güler yüzle teşekkür edip gönderiyor.... Alışmadığımız tarz yani.

Mesela, burada ehliyet aldık, imtahana girmek için bütün işlemlerimiz, 10 dakika falan sürdü, öyle 12 resim, ikametgah senedi, iyi hal kağıdı, nüfus sureti falan istemedi kimse, verdik pasaportu ve ehliyeti, resmimizi o anda çekti gene on anda göz muayenemizi de yaptı, "buyrun imtahana" dedi işimizi yapan Jeffery "aman dur biz biraz çalışalım" dedik de o nedenle kitabı okuyup akşam kendimizi iki kere deneyip ertesi gün girdik imtahana. 20 + 20 soruya 16 + 16 doğru cevap istiyor, elimizde evrağımız doğruca sınav salonuna girdik "sınav saati şu" falan yok devamlı sınav var. Aldık soruları, verdik cevapları, sınav salonunda 5 dakika bekledik, herkesin sınavını  okuyan hanım çağırdı"tebrikler geçtiniz buyrun" dedi, dışarıda geçici ehliyetlerimizi o anda aldık, asılları da hemen gelecek.... Budur yani durum....

Haydi bugünlük bu kadar yeter daha devam ederim resimlerle...

Not : Buradaki resimlerin ilk ikisi bizim evin camından diğeri Ward adasından Toronto manzarası

4 yorum:

Tanya's dedi ki...

Hayat cok kolay burda, şartlar eşit, devlet arkalarında, kendimi Vİ'de gibi hissediyorum.

Ersin dedi ki...

Hayret mesela zaten TV de hiç görünmeyen Başbakanları ben kadın erkek eşitliğine inanmıyorum falan da demiyor

Sedağ. dedi ki...

Eviniz ve manzarası çok hoşmuş:) Merakla evden yeni manzaralar beklemedeyim:)

Ersin dedi ki...

seda selam,
evden görünen manzara modern şehirleri sevenler için gerçekten de çok hoştu, ileride resimler koyacağım.