Çok şükür ki, bizim buraların tabii kıyı halini hatırlayanlardanım.
Sakın yeni durumu kötülüyorum sanmayın, ben de sahil yolunda keyifle yürüyorum.
Daha önceki halinde kıyıya ulaşma imkanı yok gibi birşeydi, zira yalılar kıyıda otomatikman bir duvar oluştururdu. Ya da klüpler vs olurdu kıyıda üyeler ulaşabilirdi denize, bir de bazı yerlerdeki halka açık plajlar tabii....
Yalıların arasında da sahile dik inen yollar denizle biterdi, bunların çoğunda sandal kiralanan barakalar olur ya da bu yolların denizle irtibatı yandaki yalılar tarafından özenle kapatılırdı. Yani denize pek zor ulaşırdınız.
Mesela, Caddebostan'da şimdi migros daha önce ise Maksim olan yerde yol biter, tek yön sola yani caddeye doğru olurdu, ama burada sahile ulaşabilirdiniz zira eski Caddebostan vapur iskelesi vardı orada. Köşesinde de fayton durağı vardı ve de tabii buradaki meşhur Caddebostan plajını unutmamak lazım . Diğer yerler de ise mümkün değildi.
Bir de, Kalamış'ta şimdi marina olan, karaya çekilmiş teknelerin durduğu yer doldurulmadan önce kıyıya inan yollar, dar bir sahilde biterdi. Fenerbahçe burnundan sonra ise artık Caddebostan'da yukarıda anlattığım yere kadar denize dediğim yol sonlarından bir ihtimal ulaşırdınız.
Bir daha denize ulaşabileceğiniz yer Suadiye vapur iskelesinin bulunduğu kısımdı, artık vapur seferleri yapılmadığından, orada çay bahçesi ve Suadiye yat klübü vardı, hatta çay bahçesinin adı da Çüş idi :)
Bir sonraki denize ulaşma noktası ise Bostancı iskelesiydi.....
Neyse ben şu anda sahil yolundan ve kıyıdan memnunum ama dediğim gibi sahte yapılar buraları, oysa deniz her zaman doğal kıyılarına kavuşmak ister ilk fırsatta da acımadan gerekli adımı atar.
İşte bugün çektiğim resimlerde, Caddebostan sahil yolunda yürüyüş bölgesinde lodos havalarda zaman zaman bir okyanus gibi kabarabilen Marmara Denizi'nin özüne dönme çabasını görüyorsunuz....
Hello world!
5 yıl önce
2 yorum:
sahilin bu hale gelmesine üzüldüm:(
ne kötü olmuş...
Keşke tam alabilse intikamını da eski günlere dönse kıyılar.
Yorum Gönder