Bir kaç gün önceydi, Ada’da kahvede oturmaktaydık, sevgili
komşum kıymetli arkadaşım Hande laf arasında, “Heybeliada cinayetleri “ isimli
romanı okuyup okumadığımı sordu. Romanın
adını bir süre önce radyoda duymuş,
ilgilenmiş ama alamadan unutmuştum.
“okumadım” dedim, O’da
“muhakkak oku çok güzel” dedi.
Ertesi gün ana karaya geçtim, vaktim de vardı, hemen cıvardaki
kitapçıları araştırdım ama maalesef kitap yoktu, içimden, artık Kadıköy’de
bulurum diye geçirdim.
Başka bir endişem de son yıllarda hiç romam okumamış olmamdı.
Bol bol bilimsel eserler, hayat
hikayeleri, sehayat günlükleri, belgeseller ve son zamanlarda da
memleketimizdeki gözaltılar, tutuklamalar, Ergenekon, balyoz vs ile ilgili
kitaplar ve onlara ait zabıtları, iddianameleri okumuştum. Kurmaca bir kitabı
okuyabilirmiydim bilemedim.
Bir gün sonra Hande arayıp, “kitabı aldın mı ? almadınsa ben
sana alayım” demez mi? “Aman” dedim “arıyorum bulamadım, bulursan al ne
olur”.....
Bu arada Ada’mızın en çok kitap okuyan kişisi, Bahar Cafe’
deki Fatma Hanım’a kitabı sordum, bana “çok detaylı bir kitap, ben okudum
beğendim. Yazar ( Önay Yılmaz) çok derin araştırma yapmış” dedi.
O akşam kitap elimdeydi, oldukça meraklanmıştım, bir an evvel
okumak istiyordum. İlk fırsatta başladım,kitap
her sayfada beni daha da içine alıyordu. Velhasıl, hiç mutadım olmamasına
rağmen, bir buçuk günde
kitabı bitirdim, yanlış anlaşılmasın 460 sayfa.....
Kurgusu çok güzel, anlatımı sürükleyici, üstelik çok
şanslıydım çünkü Ada’daki olaylar, neredeyse oturduğumuz evin etrafındaki 500
metre çaplı bir alanda geçmekteydi. Öyle ki balkonda oturduğum yerden olayların
olduğu mekanları görebiliyor; böylece adeta film seyreder gibi takip ediyordum.
Kurgunun harcinde Heybeliada hakkında bir tarihi belgesel gibiydi.
Zira ada kahvelerinde dinlediğimiz bazı tevatürler, tarih, mekan ve kişiler ile
net verilere dayandırılarak anlatılmaktaydı. Bu bakımdan bendeki belgesel
açlığını da tatmin etmekteydi...
Ayrıza Türk romancılığında
böylesi cinai hatta seri cinai roman pek hatırlamıyorum...
Elbette her güzel şey gibi çabuk bitti, hani bitişine
üzülmedim desem yalan....
Daha sonra, romandaki kurguya göre olayların geçtiği mekanları
teker teker gezdim, iyice pekiştirdim, daha da keyif aldım....
İlk işim kitabın yazarı Önay Yılmaz’ a memnuniyetimi belirten bir
tweet atmak oldu, kısa sürede gayet
nazik bir cevap verdi, “muhakkak bekliyoruz adaya” dedim . Şimdi ekip olarak en
kısa zamanda adaya gelmesini tabii başta roman olmak üzere ada hikayelerini
kendi ağzından dinlemeyi iple çekiyoruz..
Heybeliada Cinayetleri adlı kitabı muhakkak okumanızı tavsiye
ederim, şu yaz sıcaklarında ilkbahar temalı ve bazı bölümlerinde ürpertici bir romam.....
1 yorum:
Bende derhal okumaya başlıyorum. Hafta sonu biter bu durumda:)
Yorum Gönder