Bir şehri şehir yapan temel ögelerin başında meydanlar gelir. Paris'i, Londra'yı, Roma'yı ne bileyim, bırakın oraları, yanı başımızda, Bükreş'i, Sofya'yı, canım Selanik'i, Atina'yı meydansız düşünebilirmisiniz ?????....
Elbette meydan bir kültür işidir, imsanların toplandığı karşılaştığı yerlerdir. Sosyal alandır. Oysa bizde meydanlar sıklıkla, eski Roma, Bizans şehirlerinde görülür, muhakkak vardır o şehrin agorası. daha sonra Osmanlı zamanında nedense bayram meydanları, selamlık meydanları falan vardır ama gene de vardır. Genelde osmanlı döneminde meydan adı verilen bu toprak alanlar, erkeklerin gezindiği yerlerdir, arada peçeli kadınlar da gezinir, katibim durumları falan olur :).
Cumhuriyet döneminde ise sosyal devlet olmanın önemine binaen,meydanlara önem verilmiştir, İstanbul'da Taksim meydanı, Beyazıt meydanı, Aksaray meydanı, hatta Kadıköy meydancığı düzenlenmiş ve şehir hayatına girmiştir.
Daha sonra özellikle 70'li yılardan sonra meydan kültürümüz, geniş köyden şehre geliş ve o zamanın anarşi ortamında adeta istenmeyen yerler haline gelimiştir. Neredeyse yasaklı bölgeler haline getirilmiştir.
Her geçen gün meydanlarımız yokolmakta dahası var olanlar da birer zevksizlik abidesi haline getirilmektedir. Ne yazık, şehrin en önemli sosyal noktalarından biri böylece köreltilmiştir.
Bunun en zevksiz örneklerinden biri de Taksim meydanı yahu bir kere otobüs garımıdır, meydanmıdır belli değil, Ciddi bir otobüs terörü esmekte, kaldırımlar, belediyenin ve halk otobüsü tabir edilen ve şoförleri, kendilerinin hala minibüs kullandıklarını zannettiği tamamen başıboş oluşumun park ve işgal alanlarıdır. Zavallı cumhuriyet anıtı bir köşede "itilip bırakılmıştır" bir beton, asflat ve paket taş karışımı boşluk ve tam bir çirkinlik örneğidir.
Bir kenarda , yıkılsın mı yıkılmasınmı diye düşünülen AKM vardır, ben AKM'yi hep nostaljik bir hatıra ile severim ve yıkılmasını istemem, ama aslınmda yeri tamamen yalnıştır bu muhteşem meydanı dünyada eşi benzeri olmayan boğaz manzarasından berlin duvarı gibi ayırmıştır. (gene de yıkılmamalıdır tabi). Tatsız, zevksiz bir boşluk arada ne idüğü belirsiz çoğu cam duvarlı metro inişleri ( çoğu plastik şeritlerle kapalı) her zaman bir inşaat hali ile bitmeyen bir şantiye, hep değiştirilecek gibi eğreti bir hal, yahu meydanlar, şehrin hafızasıdır. Orası herkezin bildiği bir yerdir ve de insan orada evinde gibidir, Ama anlaşılan bizden istenen böyle şehir hafızası yaratmamamız böylece her an rant temin edilmesidir. Belediyelerin iyi yaptığı şeyleri parti farkı gözetmeksizin beğeniriz, neticede bize hizmettir ama meydanlarımız hele Taksim meydanı bir hezimet.
Hello world!
5 yıl önce
6 yorum:
Sadece meydanlar mı? Ben bu yoklukta, bu kargaşa ve pislikte İstinye Parl, KAnyon gibi yerlere kıl oluyorum...Bu ne turşu bu ne lahana salatası? Biraz şey gibi, bok üstüne parfum sıkmak gibi...
Verdacım, bu amerikano-Arap halimizin bir neticesi, nedense özellikle 83 ten sonra başımızdakiler arap meraklarını herşeyimize bulaştırdı, bu da shoppingmall lar ile tam iğrençlik abidesine dönüştü. iyice arap olmamız isteniyor. böylece herşey tamam oalcak, düşünebiliyormusun amerikan tesirinde arapların, yalakası olmak, allahım ne hallere geldik yaw
Mevcut meydanları bu haşe getirmelerinin sebebi..bir araya gelinmesin..mümkünse sosyalleşilmesin.. halbuli istanbul da da olsa..dar sokaklarda yürürken birden ortaya cıkıveren meydancıklar..kenarına küçük bir cafe iliştirilmiş.. olmaz onun yerine tüketimin hat safhada olduğu merkezler..keyifsiz ve çirkin..tatsız.. Verdanın dediği gibi aynen parfüm sıkmak gibi.
aynen katılıyorum sevgili tam anlamıyla doğru bir saptama, canım istanbul halbuki ne kadar da güzel şeylere layık değil mi??
Özümüzü tarihimizi bilmezsek ve özenti olursak ve ayrıca bencil bir toplumsak... daha ne abidelikler çıkacaktır bakalım...
Çirkin İstanbul... Bu da biraz şey gibi oldu hmmmmmm bakımsız ağdasız ter kokan üstüne pırt yaparken sıçmış bir monica bellucci
hahahahahahahha
bak bu komik oldu ama
Yhau sorma be canım istanbul ne hallere geldi, komik oldu
ne üzülüyodur şimdi ne kızıyodur bize be.
Yorum Gönder