Sonbaharın başlarıydı, sevgiliyi ofisine bırakıp Bağdat Cadde'sinden yürüyerek kendi ofisime gidiyordum.
Önce önüme bu kedicik çıktı, sahibi tarafından sıkıca bağlanmış bir motosikletin üzerine özgürce uzanmış kendince keyif yapıyordu. Ne güzel dedim ohhh işte budur.
Daha bir kaç adım geçmeden karşıma bu köpecik çıktı, onu çok seven sahibi çok işi olduğu için, onu bir çöp kutusunun yanına bağlamış özgürlüğü kısıtlanmış ve ( hatta eminim ki sahibi hiç farkına varmadan) aşağılanmış bir vaziyette.
Burada mesele kedi köpek değil, resimdeki hayvanları bir şekilde ters çevirebilir, özgür olanı köpek, diğerini kedi yapabilirsiniz.
Evet özgür olanın akşam yemeği garanti değildir, hangi arabanın altında kalacağı, ya da kendinden büyüklerden dayak yiyebileceği, veya herhangi bir belediye tarafından insanları rahatsız etmesi yada kirletmesi sebebiyle, zehirlenmesi ya da çok iyi şartlarda yakalanıp, bir barınağa götürülmesi......
Ama özgürdür O, hür iradesi ile karar verir, gönlünce yaşar. Bireydir, yaşamı için savaşır. kazanır kaybeder önemli değil, özgürdür.....
Dostlar insanlar farklı değildir bilesiniz.
Bilmem hangi konumda olmak isterdiniz.
Bilmem bloglarımız hangi konumda.
Bilmem ...
Bilemem...
8 yorum:
Hiçbirşeyi bilemeyiz sevgili..özgür irade..araba çarpması..gece karnı tok ama zincirli..çok güzel bir post oldu..tam zamanında..
Özgürlük deyince.. yarama tuz bastınız...
Yaşadığımız şehirlerde biz onlardan daha az özgürüz bence.
O kedi gününü gün ediyor. Anını yaşıyor. Canı uyumak istemiş..Uyuyor...
Ya Köpek...Bizim kadar ruhu aç mı acaba...Karnını doyuruyor..Çünkü en çok ona ihtiyacı var..
Doğayla olan bağımızı koparmışız yıllar önce..Hapsolmuş şehirlere..
Gümüş kordonumuzun yerini kara kordon almış. Bağlamış bizi bu büyük kentlere..
Hapsolduk. Farkında OLARAK...
Kuzusu ile konuşuyoruz bazen..Çoluk yok çocuk yok..Ne işimiz var Ankara'da diye...Niye doğada değiliz diye...Ankara'nın yüksek bir tepesinden bakıyoruz kara sisli Ankara'ya..
Bazen kamplara gidiyoruz...Doğada uyuyoruz..Korkarak börtü böcekten..Ama büyük bir huzurla uyuyoruz..Büyük bir enerjiyle uyanıyoruz..
Geçenlerde bir arkadaşım ailesiyle seyahat ediyormuş. Çocuk birden bağırmış.."Baba bak tavuk diye..."
Arkadaşım diyor ki..Evet çocuk 7 yaşında ve ilk kez canlı tavuk görüyor...
Hayvanlar şehirde bizimle...Biz şehirde binalarla ...Yaşayıp gidiyoruz işte...
haklısın sevgili bilemeyiz ama bazen kör kör parmağım gözüne durumları oluyor.
sevgili bir hayat dolusu
ne de güzel yazmışsınız.
ne yapalım işte bu dönemde yaşamanın zorlukları
aslında tekamül için mükemmel bir dönem bunca zorluğa rağmen, mesela gerçek sevgi ile karşılaşabiliyoruz.
artık yaşamdan dersler çıkartmaktan başka çaremiz yok
Cok guzel bir post olmus ama bir hayat dolusunun yorumu da uzerine cuk oturmus.
Agziniza saglik
gozumuz aydin
Serrose
kesinlikle katıulıyorum cük oturdu.:)
Ersin Bey, o kedi erenköy d&r mağazasının yakınında duran mı yoksa, biz de sevdik onu hoşumuza gitti,ne güzeldi ...
Serpil selamlar, ( umarım isimle hitabımın mahsuru yoktur) bu kedi tam olarak çınardibi'ndeki caminin oralarda belki d&r cıvarına da gibiyordur:)
Gerçekten de sevilesi bir kedi...
Yorum Gönder