Çarşamba, Temmuz 28, 2010

yıllar önce

Yıllar önce Hindistan'da Himalaya'ların yükselmeye başladığı, Ganj'ın mavi-yeşil aktığı, o zamanlar hala yani dünya düzenine yenik düşmemiş Rishikesh'teyim.
Uzun süreli kalışlardan birinde, Swami Sivananda Ashramın'da Bhakti Yoga üzerine çalışmakta, bir yandan da aşramın en kıdemli ikinci kişisi olan Swami Krishnananda'dan bire bir diskurlar alıyorum...

Aylardan Ağustos, muson zamanı, yeşil daha yeşil, sarı daha sarı, tabiatın haşmeti kısa ama şiddetli o yağmurda daha da anlaşılır oluyor....

Aşrama kapanmış, dış dünya ile alakamı kesmiş, huzurla çalışmalarımı sürdürüyorum...
Elimde notlarım, küçük askılı bez bir çanta, herşey içinde, çok da değil...

Merdivenlerden çıkıp hocamın mütevazi odasına girdim. Otur dedi, içimde acaba bugün nelerden bahsedeceğiz heyecanı ile beklerken, o camdan dışarıya, akan nehre ve şiddetle yağan muson yağmuruna sakince bakıyordu, çok bekletmeden, döndü gözlerimin içine bakarak dedi ki:

Bir avuç pirinç ve bir avuç mercimek insanı doyurmaya yeter !

Daha sonra oturdu önündeki kağıtlara bakmaya başladı. Biraz bekledim benimle ilgisinin kesildiğini anlayınca sessizce odadan ayrıldım.
Doğruca mutfaga gittim, bir avuç pirinç ve bir avuç mercimek istedim, orada hemen kaynattım, biraz tuz attım ve hepimizde olan kendi sorumluluğumuzda bulunan kabın içine koydum. Koyarken gözüm hiç doymamıştı, kaynattım, biraz serinledikten sonra duvara oturup yedim...
Aç kalmıştım.....
İçimden "zaten gördüğümde doymayacağımı anlamıştım dişimin ovuğuna gitmedi" dedim...

Ertesi gün buluşmamızda durumu anlattım.
Hafif bir tebessümle :

Biiir; salt gözünle görerek karar verdin
İkiii; devamlı daha çoğunu yediğinden miden için bu miktar hacmen az geldi
Üüüüç; yemek yemeği bilmiyorsun, dedi.....


İçimdeki isyan yüzüme vurmuş olmalı ki, daha sert ve kesin bir ifadeyle,

Biiiir; Sana daha önce gözlerinle gördüğün şeyin bazı durumlarda yanlış olabileceğini göz yanılmalarını anlatmıştım ( bunu daha sonra bir yazıda anlatacağım), gözlerinle ölçmeyi bırak, herşeyi tek yönden değil pek çok açıdan gözlemle...

İkiiii;Bir mide bir defada 8 kilo gıda alabilir, ama bu gerekli midir? gereksiz yere dolduracağına makul bir miktar yeterlidir ve mide buna alışır daha fazlasını istemez...

Üüüüç ; yemek yerken ağır ye, kaşığını az doldur, ağzına attıktan sonra kaşığı tabağına koy, lokmayı ağzında dağılır hale gelene kadar çiğne, sonra kaşığı tekrar eline al ve böyle devam et....

Hmmmm

Ertesi gün denedim tabiii, önceleri sıkıcıydı ama oldu, ama daha sonra hem yemeklerden daha keyif almaya hem de gereksiz yere midemi doldurmamaya başladım...

Evet! bu uzuun yıllar önceydi, ben bu dersi son günlerde biraz unuttum herhalde, hemen gene ona dönmeliyim

8 yorum:

Özgür Turan dedi ki...

Hocamm,
çok teşekkürler. 2 defa okudum ve ben de payıma düşeni aldım bu dersten:) Nolur daha çok yazsanız bu yıllar öncesinden. Sevgiler..

Ersin dedi ki...

yazacağım mümkün olduğunca Özgürcüğüm

fatma artan dedi ki...

kesinlikle ne doğru söylemiş
bende çok beğendim yazınızı.

Taylan Sezginer dedi ki...

seneye seninle gideyim çok istiyorum...

Ersin dedi ki...

teşekkürler fatma

Ersin dedi ki...

memnuniyetle taylan
artık rishikesh te kendş yerimiz var

Tanya's dedi ki...

Evde pirinç mercimeğe talimiz.

Ersin dedi ki...

sevgili en şahane yemek valla