Cuma, Temmuz 10, 2009

Son günlerde.....


Yaz bu ya tembellik had safhada, maalesef blog yazılamıyor...oysa yaşam devam ediyor, gözler görüyor, kulaklar işitiyor....

Şöyle bir baktım son günlere

- Çoook keyifli bir Barcelona seyahati yaptık en güzel karelerini ve önemli anları sevgili gayet de güzelce anlattı blogunda, iyi ki götürdün sevgili iyi ki varsın hep ol.

- Döndük geldik ertesi gün canım büyük kızımın üniversiteden mezuniyet kep töreni ve kokteyli vardı, büyük keyifle toplaşıp gittik, gözlerimiz doldu elbette... Düşünsenize sanki dün ilkokula verdiğiniz kızınız, okul hayatını bitiriyor. O da çok mutluydu, genelde moda tabir ile "cool" takılan  bir genç olmakla beraber törenin tadını çıkarttı.. biz de çıkarttık, sevgili, annesi, Alaç ve Kero ile mutlulukla seyrettik onu..... Umarım daha pek çok mutluluklarını görürüz..... Aferin Ayşe hayat yolun da açık olsun, mutluluk ve başarı ve sağlıkla dolsun kızım.....

-Memlekette durum aynı, her dakika bir "son dakika" haberi, her an değişik gündem hep sıkıntılar, hep kavgalar, hep nezaketsizlikler. Gene de iyi dayanan bir millet. 

Düşünebiliyormusunuz, işsizlik had safhaya çıkmış, ekonomi batmış, millet bitmiş, mecali kalmamış, ortada kağıtlar, ikide bir bize darbe yapılacak endişesi içinde 7 yıldır iktidar olan bir hükümet. Yahu el insaf, milleti kutuplaştıra kutuplaştıra bitirdiniz, demokrasi ve Avrupa Birliğine uyum adı altında olmadık kanunlar çıkarttınız, memleket adeta tarikatler, cemaatler, sıkmabaşlı hanımı olmayanların, devlet kadrolarına alınmadığı, gene bu görüşte bulunmayanların ihale bile kazanamadığı bir hale geldi. 7 sene geçti, artık satacak  devlet malı da kalmadı, eee ne oldu, darbe mi oldu, halk isyan mı etti hiç biri olmadı ( ki her halde bir medeni ülkede bu derece perişan edilmiş bir halk en azından ve normal olarak demokratik tepkisini ortaya mitinglerle ortaya koyar) bu ne korku bu ne ihtirastır yarabbi. Yok artık anlasanıza darbe falan olmayacak, olmamalı zaten her kesim bunun farkında...

Yani şunu düşünüyorum, Beyaz Saray'ın önünde neredeyse her gün, nuhalif gruplar ellerinde pankartlarla gösteri yaparlar, demokratik olarak savlarını beyan ederler. Allah muhafaza bu bizde olsa herhalde hepsi darbeci, ellerindeki pankartlarda darbe silahı olarak tutuklanır 2-3 sene haklarında suç bile isnad edilmeden hapishanelere koyulur bir kısmı sağlık sebepleri ile ölür gene de hiç kimsenin kılı kıpırdamaz.

- Cüppeli hoca oyuncak bebeklerden tahrik oluyormuş,  La havle vela kuvvete, Fesuphanallah, Hafazanallaaaaah  Allahım sana havale ettim, sen bilirsin Yarabbi. Bilmiyorum ama diyecek laf yok....

- Çinliler Uygur'ları öldürüyormuş, eee, nerede "Van Minüt, olmaz" yok.... La ilahe illalahhh.

Neyse haftasonu geldi, belki sinir ve asabiyet biraz izin yapar da milletçe biz de biraz sakinleşiriz, pasiflora içmekten bittik. Şükür adada sakinleşmek mümkün, sevgili ile sükunet buluyoruz.....

Haydi size uçaktan çekilmiş güzel bir Akdeniz resmi bari içiniz açılsın.

6 yorum:

esin dedi ki...

"sıkmabaş" nedir? Açıklar mısınız?

tubik dedi ki...

Zaten bu yaz rehaveti yüzünden birileri iyice alan buldu koşturuyorlar..

Geziniz şahane geçmiş, resimlere bayıldım :)

Tanya's dedi ki...

Ah Akdeniz ne güzel..

Ah benim halkım..Aziz Nesin haklıymış..vizyon sahibiymiş..

Nee Miting mi?..maazallah..neler geldi herkesin başına baksana..

Birde o barbie bebkler yok mu o barbie bebekler..herşey onların başının altından cıkıyor bu durumda.

phoenix dedi ki...

blog sahibinin affına mahçuben;

''sıkmabaş'',baş örtüsü ile tesettür kavramlarını aynı şeymiş gibi anlatan, demokrasi ve insan haklarından dem vurarak insanlara yutturmak isteyenlerin kabul edemedikleri tasvir ve görünüş bakımından tesettürü gayet iyi tanımlayan kelime.ayrıca görüntü olarak yan yatmış armut şeklindedir.

Adsız dedi ki...

baş örtüsü ile tesettür kavramlarını aynı şeymiş gibi anlatan, demokrasi ve insan haklarından dem vurarak insanları yutturmak isteyenlerin kabul edemedikleri tasvir ve görünüş bakımından tesettürü gayet iyi tanımlayan kelime.
ps:görünüş olarak yan yatmış armut şekline benzer.

akliselim dedi ki...

Yılmaz Özdil tadında ki yazılarını seviyorum Ersin Abi :)