Perşembe, Temmuz 01, 2010

Kabotaj Bayramı Kutlu olsun



Çok meşgulüz ya, Kabotaj bayramından bahseden yok.
Oysaki kabotaj hakkı bie devlet için son derece önemli bir egemenlik gücüdür.
Adına methiyeler düzülen sakıt Osmanlı Devleti, kabul etmiş buşunduğu kapitülasyonlar ile ( artık Kapitülasyonların ne olduğunu ve onlardan kurtulmanın nasıl bir egemenlik gücü olduğunu bilen gencimiz de pek kalmadı) Kabotaj hakkıkı da kaybetmişti.
Kabotaj hakkı kısacası bir devletin kendi limanları arasında kendi bayrağı ile yük taşıma hakkı demektir.
İşte Düveli Osmani'nin son zamanlarında, hasta adamın, limanları arasındaki yük ve yolcu taşıma işlerini bile yabancı bayraklı gemiler yapmaktaydı.
1923 yılında Lozan Antlaşması ile başlayan ve 1926 yılında Kabotaj kanununun yürürlüğe girişi ile tamamlanan hukuksal sürecin ardından, Türk karasularında, buna göller ve akarsular da dahil, tüm yük ve yolcu taşımasi ve her türlü denizcilik iş ve hizmetleri Türk Vatandaşları tada Türk Bayraklı gemiler tarafından deruhte edilir.
Genç Cumhuriyet'in en önemli kazanımlarından biridir.

Hazır Türk Bayraklı gemilerden bahsetmişken şunu da eklemeden geçemeyeceğim. Bir devletin bayrağını taşıyan gemilerin, dünya denizlerinde dolaşması, o denizlerdeki yabancı limanlara uğraması son derece önemli ve zarif bir güç göstergesidir.

Benim çocukluğumda ve gençliğimde, pek çok Türk Bayraklı yolcu gemisi gerek iç ve gerekse dış hatlarda seferler yaparak bayrağımızı Amerika dahil pek çok ülkede şerefle dalgalandırırlardı.

Denizcilik Bankası Denizyolları İşletmesinin lağverdilmesi ile bu bayrak dalgalandırma artık maalesef tamamen bitmiştir.

Bu işletmeye ait, Ankara, Akdeniz, Ege, İzmir, Samsun, Karadeniz, İskenderun vs. gibi gemiler yenilenmeyerek hurgaya ayrılmış. Şirketin elinde kalan son dört modern gemiden, Ankara ve Samsun bir özel şirkete satılmış, İskenderun gemisi Bahriye'ye devredilmiş, Mavi Marmara ise malumunuzdur.

Bunlardan İsrail'lilere sahibi olan özel şirketçe kiralanan Ankara gemisi ( ne hazin ki başkentimizin adını taşımaktadır)ise şu anda bir İsrail limanında yarı tutuklu olarak beklemektedir.

Elimizde son olarak iki adet Türk Bayraklı yolcu gemisi kalmıştır, bunlar da ait oldukları şirketlerce her an satılmak üzeredir.

Bir de Atatürk'ümüzün yatı Savarona halen Türk bayraklıdır, 49 yıllığına işletmecisi tüm mali zorlujklara rağmen gemiyi ( her ne kadar tüm eski özelliklerini yitirmiş olsa da kabuğu halen aynı kalmıştır) idare etmeye çaşımaktadır.

Türk Bayrağı değil koskoca gemilerden, gündelik kullanılan yatlardan bile silinmektedir, yaşamakta olduğumuz Heybeliada güneyindeki Çam Limanı koyuna günlük olarak gelmekte olan bireysel teknelerin neredeyse tamamı Amerikan Bayrağı taşımaktadır.

Bir devletin bayrağını denizlerde dalgalandırması para pulla ölçülecek şey değildir, bu son derece önemli bir siyasi ve politik mkeseledir, ancak büyüklerimizin çok daha önemli ( şimdi burada tekrar edip sinir bozmayayım) konuları olduğundan ve dahi denizcilik ile yakından uzaktan alakaları bulunmadığından bu konu ile ilgilenmeyi zul görmektedirler.

Her lafın başında üç tarafı denizlerle çevrili yurdumuzdan bahsetmekle beraber bir denizcilik bakanlığımız bile yoktur. Marmara içindeki araba taşıma maksatlı iki- üç tarifeli sefer haricinde limanlarımız arasındaki seferler, karayolu ve otobüslere terkedilmiştir.


Resimde bir zamanlarım ünlü yolcu vapuru "Gülcemal " ve saat 14:00 Sirkeci rıhtımından kalkışında Meşhur Kaptan Gogen tarafından düdüğü çalığında İstanbul'luların saat ayarı yaptıkları eski Ankara vapuru görülüyor

5 yorum:

Kirpikteki Gözyaşı dedi ki...

Merhaba Ersin Bey. Ben de tam yeni yazımda bundan bahsediyorum. Denizci olan kardeşim tam da bugün doğdu benim. Tesadüf müdür? Kader midir? Bilmiyorum...Denizcilik ve Kabotaj Bayramımız kutlu olsun! Tanya'ya selamlar. Aliş'i öptüm:)

Tanya's dedi ki...

Ah sevgili,

Devletim türk bayrağını özendrmek için (bak bak özendirmek için diyoruz ne acı) ikinci sicili cıkarmıştır. Vergi ve diğer yükümlülükleri daha hafif olan bir sicildir bu ve fakat onunla bile türk bayrağına beklenen ilgiyi çekememiştir maalesef.

Yük gemilerinin neredeyse tamamı yabancı bayrak dalgalandırırlar maalesef..

Ankara ve samsun feileri ise neredeyse sadece iki senede bir Yunana sefer düzenlemektedir..malum fuar sebebi ile.

Ersin dedi ki...

Sevgili Kirpikteki gözyaşı, kardeşinizin durumu için mutlu bir tesadüf diyelim kısmeti açık olsun doğum günü kutlu olsun.

Ersin dedi ki...

Sevgili sen konunun tam içindesin ne acı bir hal değil mi?????
Ben gene de Pire limanında Samsun ferr,botunu koskoca bayrağımızı görünce çok mutlu oluyorum bir taneck bile olsa bana derin haz veriyor....

basri dedi ki...

Galiba yorum işini çözdüm. Ama yorum benim blogumda.hasa