Perşembe, Eylül 03, 2009

Düsünceler

Eylül ayı geldi, demektir ki yaz gidici..... tabii gene sıcak günler olacak ama güneşin zaviyesi değişti artık yaz güneşi gibi değil.
Zaviye demişken kelime benzerliğinden yola çıkarak tariihte bu günü hatırlatmak isterim;
2 eylül 1925 te bu gün, tekke zaviye ve türbelerin kapatılması ile ilgili karar alınmıştı. Bu karar 30 kasım 1025 itibarıyla yürürlüğe girdi.
Büyük Atatürk, 30 ağustos 1925 tarihli Kastamonu söylevinde şöyle demişti :
" Ölülerden medet ummak, medeni bir cemiyet için lekedir. Efendiler ve ey millet, biliniz ki,Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler,müritler ve meczuplar memleketi olamaz.

zannederim söylenecek başka bir söz de yok.......

Geçtiğimiz gün, boş bir zamanımda kanalları dolaşırken, Daha önce görmediğim yemekteyiz isimli bir programa rastladım. Keşke rastlamaz olsaydım insanların düştüğü haller ve daha başka söyleyemeyeceğim o kadar çok olumsuzluklar vardı ki, önce bunu bir şaka programı zannettim adeta kötü bir komedi gibiydi daha sonra suratımdaki temessüm gittikçe acılaşt sonunda sinirimi daha da bozmamak için kapattım televizyonu çok ta iyi yaptım..... Çok kötüydü çok....


Daha önce de tavsiye etmiş olduğum J.J. Rousseau' nun "Toplum sözleşmesi" isimli kitabını tekrar tekar okuyorum, herkese tavs,ye ederim, İş Bankası yayınlarından bulmak mümkün.

Hürriyet gazetesindeki Umre seyafati haberlerini nasıl buluyorsunuz, benim bir iki teorim var ama burada yazmama gerek yok. Ramazan Ayı dinsel nitelikli ticari eylemlere çok açıktır.
Sakın yanlış anlaşılmasın benim ne Umre'ye ne de herhangi bir dinsel faaliyete karşı düşüncem yok ama acaba bu insanların Umre ziyareti ziyaretten ziyade ticaret midir? Bence şık bir olay değil. Konunun ne gazetenin adı ne de faaliyeti gerçekleştiren kişilerle alakası yok benim için. Ama şık olmadığı düşüncesindeyim. Gene de umarım bu ziyaret ilgililere akıl fikir ihsan etmiştir.

2 yorum:

Tanya's dedi ki...

Sevgili,

1925'te tekke ve zaviyeler kapatılırken ondan 85 yıl sonra geldiğimiz hal bence içler acısıdır.

Umre seyahati ise...devir o devir..denecek çok şey yok..herkesin ibadeti kendine..ama bunu yazı dizisi yapmak...bilmiyorum..alıntı yapayım ben o zaman Sayın Özkök'ten.

"İsterseniz, “Cahiliye döneminde kalmış bir laikin” sayıklamaları diyebilirsiniz.

İsterseniz, “Cingöz bir gazetecinin gözlemleri”.

Veya önyargılı bazılarının yaptığı gibi, bunun altında “iktidara yalakalık” gibi şeyler arayıp, bin bir komplo üretebilirsiniz.

İsterseniz samimi ve saygılı bir laikin, samimi gözlemleri olarak okuyabilirsiniz."

Benim birkaç teorim var ama yazı dizisini bekliyorum..bu bir kurtarma operasyonu mu...yoksa fazlasıyla afişe edilen bir dini vecibe mi diye..

Ersin dedi ki...

sevgili ben şu olduğuna inanmak istiyorum
"İsterseniz samimi ve saygılı bir laikin, samimi gözlemleri olarak okuyabilirsiniz."
Hadi hayırlısı